Her sene olduğu gibi bu yılda eğitim öğretim döneminde bir dönemini daha geride bırakıp yeni bir döneme merhaba demeden önce çocuklar ve yetişkinler için küçük bir mola süreci olarak adlandırabileceğimiz ara tatil sürecine girmek üzereyiz.
Çoğu çocuk için ara tatiller eğlence, dinlenme ve aktivite anlamını taşıyor ve çocuğun gelişimini pozitif yönde etkileyebiliyor. Ancak bazı çocuklar için ise aynı etkiden bahsetmek daha güç olabiliyor. Özellikle dikkatini odaklama ve sürdürmekte sorun yaşayan ya da dikkat eksiliği hiperaktivite tanısı olan çocuklarda ara tatiller çocuğun akademik yaşantısını, sosyal ilişkisini ya da ev yaşantısını kısacası yaşantısının bütünü üzerinde bozucu bir etki oluşturabiliyor.
Ara tatiller DEHB’ li çocuklar için oldukça önemli!
Dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, dinlemiyormuş gibi görünme, verilen görevleri sürdürememe, eşyaları unutma ve dürtüsellik dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun en belirgin semptomları arasındadır. Ancak tüm bu belirtilere sahip olmak tanı almak için tek başına yeterli değildir. Bu noktada uzman değerlendirmesi oldukça önemlidir. Çünkü her ne kadar dikkat eksikliği gibi gözükse de ailesi tarafından duygusal ihtiyaçları karşılanmayan ya da ayrılık kaygısı yaşayan bir çocukta da derslere odaklanmakta güçlük görülebilir.
Dolayısıyla her hareketlilik ya da konsantrasyonda, güçlük dikkat eksikliği demek değildir. Dikkat eksikliği bir sonuçtur. Bu sonuca neden olan sürdürücü faktörlerin belirlenmesi çocuğun biyo-psiko-sosyal gelişimi açısından oldukça önemlidir. DEHB genetik geçişi yüksek olan bir bozukluk olmasıyla birlikte tam olarak nedeninden bahsetmek mümkün değildir. Bu sebeple bozukluğu engellemekten ziyade erken dönemde fark etmek, aile bireylerini bu rahatsızlık konusunda bilgilendirmek ve farkındalık düzeyini arttırmak son derece önemlidir.
Ara tatiller çocuğun ruh sağlığı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Ancak burada tatilin kendisinden ziyade bu sürecin nasıl geçirildiği ruhsal iyi oluş açısından büyük bir rol oynamaktadır. Tatil döneminde ailelere öneriler:
Okul sürecinde var olan düzeni korumak ve rutinleri sürdürmek son derece önemli. Rutinler her çocukta olduğu gibi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda da koruyucu bir etkiye sahiptir. DEHB’li çocuklar değişime adapte olmakta güçlük yaşayabilirler. Rutinler adaptasyonu kolaylaştırarak çocuğu güvende hissettirir ve semptomları üzerinde azaltıcı bir etki oluşturur.
Tatil sürecinde de çocuğunuzun akademik becerilerini destekleyin. Örneğin, çocuğunuzun öğretmenleriyle iletişime geçerek destek alması gereken konuları belirleyebilirsiniz.
Çocuğunuzun benlik saygısını zedeleyecek damgalayıcı sözlerden kaçının. Örneğin, ‘Bilerek yapıyorsun. Şımarıksın. Tembelsin.’ gibi tüm bu sözler çocuğunuzun zaten baş etmekte zorlandığı süreci daha da zorlaştırarak ruh sağlığını olumsuz yönde etkiyebilir. Bunun yerine çocuğunuzun olumlu yönlerini destekleyin ve potansiyelini ortaya koyabilecekleri ortamlar hazırlayın. Örneğin, çocuğunuz resim yapmayı seviyorsa onun bu özelliğine olumlu vurgularda bulunun, ona kullanabileceği materyaller alabilir ya da isterse kursa gitmesi konusunda destek olabilirsiniz.
Sosyal aktivite alanları oluşturun. Sosyal aktiviteler çocuğun var olan enerjisini atmasında yardımcı olur, sosyal ilişkilerini, fiziksel ve psikolojik gelişimini güçlendirir. Çocuğunuzla birlikte ev içerisinde ya da ev dışında planlamalar yapın. Planlamaları yaparken ona seçenekler sunarak fikrini sorun. Bazı durumlarda tüm seçimleri ona bırakabilecek alanlar oluşturun. Yapılacak aktiviteleri somutlaştırın ve bir takvime yazın. Önemli olduğunu düşündüğünüz kısımları fosforlu kalemler kullanarak belirtin. Böylece çocuğunuz ne zaman ne yapacağını bilecektir. Somutlaştırma işlemi ev içi kurallarda da uygulanabilir.
Zamanı planlamakta ve yönetmekte zorluk yaşayan çocuğunuz ekran karşısında geçirdikleri süreyi fark edemeyebilir. Ekran süresi için sınır koyun. Gün içerisinde çocuğunuzla sohbet edin. Kendisini nasıl hissettiği ya da gün içerisinde neler yaptığı hakkında açık uçlu sorular sorun.
Ara tatiller değerlendirme, önleme ve müdahale sürecinin başlaması ve devam etmesi için büyük bir fırsat. Ancak ne yazık ki çoğu ebeveyn bu durumu göz ardı edebiliyor. Özellikle okulların kapanmasıyla çocukların semptomlarında yalancı sönmeler görülebilir. Bu durum ailelerde durumun daha iyi gittiğine ya da artık desteğe ihtiyaç olmadığına dair işlevsel olmayan düşüncelere itebilir. Bu durumu ateş gözükmediği için kapandığını zannettiğimiz ocaklara benzetiyorum. Süreci tamamlanmamış yani kapatılmamış ocaktan ateş gelmiyor diye kapandığını zannederek devam edebiliyoruz. Biriken ve müdahale edilmeyen semptomlar okulların açılmasıyla birlikte adeta o gazın patlaması gibi ne yazık ki patlak verebiliyor.
Unutulmamalıdır ki değerlendirme ve müdahalede psikiyatrist, klinik psikolog, ebeveyn ve öğretmen iş birliği son derece önemlidir. Ayrıca teşhise yardımcı olmak ve değerlendirmek amacıyla psikologlar tarafından çocuğun yaşına ve gelişimine uygun test uygulanması Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda erken tanı ve müdahale süreci açısından oldukça önemlid
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.