Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Alabaz, çocuklara grip döneminde, reye sendromu riski nedeniyle aspirin ya da salisilat içeren antipiretikler verilmemesi uyarısında bulundu. Dr. Alabaz, "Reye sendromu riski nedeniyle aspirin ya da salisilat içeren antipiretikler yerine asetaminofen veya ibuprofen gibi diğer ateş düşürücüler kullanılmalıdır. Korunmanın temelini hijyen oluşturmaktadır. Şahıslar sık sık ellerini yıkamalı, ellerini ağız, göz ve buruna götürmemelidir. Kişisel malzemeleri paylaşmamalıdır. Maske ve kağıt mendil kullanılmalıdır. Hasta kişilerle temas engellenmelidir." dedi.
Adana Tabip Odası Aile Hekimliği Komisyonu, 1. Basamak Eğitim Toplantıları kapsamında "Birinci Basamakta Mevsimsel Grip-Domuz Gribi (H1N1) Ayırıcı Tanı ve Tedavisine Yaklaşım" konusunu ele aldı. Eğitime, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalından Doç. Dr. Derya Alabaz konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Dr. Sezgin Güvel'in gerçekleştirdiği "Yaşama Dair ve Zamansız Mekanlar" konulu fotoğraf sunumu ve söyleşisinin ardından "Birinci Basamakta Mevsimsel Grip-Domuz Gribi (H1n1) Ayırıcı Tanı ve Tedavisine Yaklaşım" başlığıyla eğitimlerini sürdürmek istedikleri söyleyen Adana Tabip Odası Aile Hekimliği Komisyonu Başkanı Dr. Yaşar Ulutaş, "Ciddi bir grip enfeksiyonu ile karşı karşıyayız. Türkiye'nin tüm illerinde olduğu gibi Adana'da da H1N1'den (Grip-Domuz Gribi) sayısı 10'u geçen ölüm vakası olduğu bilinmektedir. Bu anlamda oda olarak, hekim arkadaşlarımızın hem bilgilerini tazelemek hem de yeni çalışmalardan haberdar olmalarını sağlamayı istedik." diye ifade etti.
Hekimlerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, en sık karşılaşılan hastalıkların başında üst solunum yolu enfeksiyonları (influenza) olduğunu belirten Doç. Dr. Derya Alabaz, "Gripte orta kulak, sinüsler, gözler enfekte olduğundan birbirine benzediği için ayırt etmek zordur. Yüzlerce soğuk algınlığı virüsü bulunduğundan, kişinin birbiri ardına soğuk algınlığına yakalanması mümkündür. Çocuklar yılda 4-8 defa, erişkinler 2-5 defa buna maruz kalırlar. İnfluenzaya yakalanma riski ise yılda 1-2 dir. Soğuk algınlığı ile kuş ya da domuz gribini karıştırmamak gerekiyor. Soğuk algınlığında klinik belirtisi iştahsızlık, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hafif boğaz ağrısıdır. İnfluenza-Grip klinik belirtileri ise üşüme, titreme, ateş, halsizlik, kırgınlık, iştahsızlık, yaygın kas ve eklem ağrısı, öksürük, çocuklarda gözlerde yanma-kızarıklık, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal görülmesidir. Soğuk algınlığı virüsleri sıcak, kapalı mekanlarda daha kolay yayılır.
Merkezi ısıtmalar, burnun içini kaplayan ve virüslere karşı koyan burun sıvısını kurutur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, bu hastalıklara bağlı gelişen şiddetli komplikasyon olarak ölüm sayısı yılda 250-500 bin kişidir. Tedavide çocuklara İnfluenza-Grip döneminde, Reye sendromu riski nedeniyle aspirin ya da salisilat içeren antipiretikler yerine asetaminofen veya ibuprofen gibi diğer ateş düşürücüler kullanılmalıdır. Sıvı alımı artırılmalı, boğaz için sprey ve pastiller kullanılmalı. Riskli Gruplar başta olmak üzere kişiler hekim kontrolünde önleyici tedbir olarak grip aşısı yaptırmalıdır. Korunmanın temelini hijyen oluşturmaktadır. Şahıslar sık sık ellerini yıkamalı, ellerini ağız, göz ve buruna götürmemelidir. Kişisel malzemeleri paylaşmamalıdır. Maske ve kağıt mendil kullanılmalıdır. Hasta kişilerle temas engellenmelidir." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.