Son yıllarda paketli gıda tüketimi artarken uzmanlar, cips gibi birçok işlenmiş gıdanın kişiler için tehlike saçtığına dikkat çekiyor.
Dahiliye Uzmanı Doç. Dr. Derya Arğun, “Cips tüketimi özellikle büyüme, gelişme çağındaki çocuklarda oldukça sık. Çocukların kronik olarak cips tüketimi hem gelişimlerine negatif etkide bulunuyor hem uzun vadede çocukluk çağı obezitesi dediğimiz duruma neden oluyor. Nihayetinde cips dediğimiz şey; saf haliyle yağdan ibaret. 1 yıl düzenli cips tüketen bir çocuk yaklaşık 9 kilo gibi bir kilo alıyor. Özellikle diyabet, tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalıkları, felç gibi hastalıkların riskini artırıyor. Uzun süre maruz bırakılan çocuklarda ilerleyen zamanlarda kanser gelişme riski, damar ve iltihabi hastalıkları oldukça yoğun görülüyor. Anne babalara şunu söyleyeyim; cipsten kesinlikle uzak tutmalılar” dedi.
Son yıllarda paketli gıda tüketiminin hızla arttığı belirtilirken içeriğinde katkı maddesi yer alan ürünlerin obezite başta olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkardığı ifade ediliyor. Uzmanlar, özellikle küçük yaşlardan itibaren sağlıklı beslenme alışkanlığının edinilmesi gerektiğini vurgularken çocuklarda ve gençlerde sık tüketilen cips gibi paketli gıdaların zararlarına da dikkat çekti. Dahiliye Uzmanı Doç. Dr. Derya Arğun ve Uzm. Diyetisyen Ayça Sena Yılmaz da işlenmiş gıdaların tüketiminin oluşturduğu problemlere ilişkin bilgi verdi.
“Çocukları cipsten kesinlikle uzak tutmalılar”
Cips tüketiminin çocuklardaki etkilerine yönelik bilgiler veren İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Derya Arğun, “Cips tüketimi özellikle büyüme, gelişme çağındaki çocuklarda oldukça sık. Bu çocukların kronik olarak cips tüketimi hem onların gelişmelerine negatif etkide bulunuyor hem de uzun vadede çocukluk çağı obezitesi dediğimiz duruma neden oluyor. Nihayetinde cips dediğimiz şey; saf haliyle yağdan ibaret. 1 yıl düzenli cips tüketen bir çocuk yaklaşık 9 kilo gibi bir kilo alıyor. Cips tüketimi özellikle diyabet, tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalıkları, felç gibi hastalıkların riskini artırıyor. Yapılan çalışmalar şunu göstermiş ki infertilite yani kısırlık, demans, alzheimer ile yoğun ilişkisi bulunmuş. Bu nedenle çocukluk çağından itibaren cips tüketimi erişkin yaşlarda çok ciddi hastalıklara neden olabiliyor. Cipsin içerisinde yoğun karbonhidrat bulunduğu için kişi cips tükettiğinde aniden kan şekeri yüksekliği ve akabinde tekrardan hipoglisemi dediğimiz kan şekeri düşüklüğüne sebep olabiliyor. Bu da tekrarlayan seferlerde açlık hissi doğurup kişinin sürekli yemek yeme isteğine sebep oluyor. Anne babalara şunu söyleyeyim; ilerleyen zamanlarda çocuklarının metabolik hastalığı, şekeri, tansiyonu, kalp, damar hastalığı, demans gibi problemlerinin olmasını istemiyorlarsa cipsten kesinlikle uzak tutmalılar. Marketten paketler halinde cips almak yerine kendileri sağlıklı atıştırmalıklarını yapabilirler” diye konuştu.
“Kanser gelişme riski, damar ve iltihabi hastalıkları oldukça yoğun görülüyor”
Sağlıksız besin tüketiminin obeziteyle birlikte birçok hastalığı beraberinde getirebileceğini anlatan Doç. Dr. Arğun sözlerini şöyle sürdürdü: “Obezite çağımızın hastalığı sadece cips değil günlük paketli gıda, fast food tüketiminin yoğun olduğu ülkelerde gelecekte çok çok daha büyük problemlere yol açacak. Bu nedenle gerek çocukluk çağında beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi gerekse ilerleyen yaşlarda erişkinlerin atıştırmalık sağlıklı yiyecekleri tercih etmesi obeziteye geçiş sürecini durdurur. En azından minimalize eder. Bir zararlı maddeyi ne kadar uzun süre tüketirsek ileride karşılaşacağımız hasar o kadar büyük oluyor. İçerisinde akrilamid dediğimiz bir kimyasal madde var. Bu özellikle plastik sanayiinde ve sigaranın içerisinde bulunan en zararlı kimyasal maddelerden. Buna uzun süre maruz bırakılan çocuklarda ilerleyen zamanlarda kanser gelişme riski, damar ve iltihabi hastalıklar oldukça yoğun görülüyor. Hiçbir anne baba çocuğunun zarar görmesini istemez, uzun vadede bu kadar probleme yol açabilecek bir madde olduğunu bilseler eminim ki çocuklarına yedirmezler. O yüzden verdiğimiz atıştırmalıkların, paketli gıdaların içeriğini düzgünce kontrol etmek, kendi çocuklarına uzun vadede verebileceği etkileri düşünmek onlara söyleyebileceğim en önemli uyarı. Normalde özellikle çocuklar için hiçbir paketli gıdanın tüketilmesini önermiyorum, bu konuda çok netim. Tabi cips bunların en zararlı olanlarından bir tanesi. Okul yönetimleri buna bir önlem anlamında el atmalı, ulaşımın bu kadar kolay olmaması gerekiyor”
“Çocukların metabolizmasını düzene koymak bir tık daha zor”
Paketli gıdalar yerine evlerde sağlıklı atıştırmalık ürünler hazırlanabileceğini söyleyen Uzm. Diyetisyen Ayça Sena Yılmaz, “Özellikle son dönemde çocukların da tüketimiyle beraber cips tüketimin çok fazla derecede arttığını görüyorum. Cipslerin içerisinde tuz çok fazla ve monosodyum glutamat içerir. Bu da yedikçe yiyelim psikolojisiyle insanlarda aslında daha fazla cips yemeye teşvik eder. Diyabet riskini artırabilir. Çocukların aslında bu ürüne çok kolay ulaşılabilirliği sağlandığı için aslında çocuklar birbirine ikram ederek yavaş yavaş başlıyor. İsterlerse kendileri evde patatesleri ince ince soyarak fırında patates cipsi yapabilirler. Paketli ürünlerden ziyade ‘Bak biz bu ürünleri kendi evimizde de yapabiliyoruz’ deyip çocukla beraber yaparak beslenmeye teşvik edilmelidir. Yetişkinlerde kilo verip almak daha kolay çocukların metabolizmasını düzene koymak bizim için bir tık daha zor. ‘Arkadaşım da yiyor ben niye yemeyeyim’ psikolojisiyle gördüğünün lezzetli olduğuna inanarak bunu yiyerek çocuklarda ileri yaşlarda obezite artıyor. Çocuklar mutlaka kahvaltıyla güne başlamalı, okula geldikleri zaman çantalarında ara öğünleri bulundurulmalı. Yüksek trans yağ içeriği olduğundan dolayı ciltte yaşlanmalara neden olabilir. Aynı şekilde rafine şeker içerir bu da kan şekerini arttırır, kolesterole neden olur ve kardiyovasküler sistem risklerini de artırır” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.