Cinsel istismarın önlenmesinde bilinçlenmenin ve çocukların bilgilendirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar, çocuğun mutlaka çok dikkatli bir şekilde dinlenmesi gerektiğine işaret ediyor. Çocukların eylem ve eylemsizlikleri, sessiz kalışları, davranış ve mimikleriyle duygularını ifade ettiklerini belirten uzmanlar, bu mesajların doğru bir şekilde okunması gerektiğini vurguluyor.
Fiziksel temas konusunda çocuğun “hayır” demesine saygı gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, “Fiziksel temas konusunda ısrarcı davranıldığında çocuklar kendi bedenleri üzerinde kontrol sahibi olmadıklarını; aile bireylerinin ve diğer yetişkinlerin, istedikleri zaman ve istedikleri şekilde onlara dokunmaya hak sahibi olduğunu düşünebilirler” uyarısında bulunuyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Dilek Sarıkaya, 4 Mart Dünya Cinsel İstismara Karşı Mücadele Günü kapsamında, ailelere önerilerde bulundu.
Cinsel istismar, bir cinsel şiddet türüdür
Cinsel istismarı, “çocuğun yaşı ve gelişim düzeyi açısından kendi sorumluluğunu taşıyan, güven ya da güç ilişkisi içinde olduğu bir kişi tarafından cinsel olarak sömürülmesi” şeklinde tanımlayan Dr. Dilek Sarıkaya cinsel istismarın bir cinsel şiddet türü olduğunu söyledi.
Çocuğu cinsel olarak istismar eden kişinin şiddet eylemini, çocuğun fiziksel, duygusal, bilişsel ve deneyimsel açıdan daha zayıf oluşunu kötüye kullanarak gerçekleştirdiğini söyleyen Dr. Dilek Sarıkaya, “Cinsel istismar yalnızca çocuğun bedenine ya da cinsel organlarına yönelik fiziksel temas içeren davranışları kapsamaz. Cinsel istismarın temas içeren ve içermeyen pek çok farklı biçimi olabilir. Bu nedenle, cinsel istismarın temas içermeyen biçimlerini ve bu davranışların da çocuk ruh sağlığına zarar verici nitelikte olduğunu bilmek önemlidir” diye konuştu.
Çocuklar susmaz, anlatır
Dr. Dilek Sarıkaya, cinsel istismarı önlemede hedefin, çocuklara kendilerini korumalarını öğretmekten önce, yetişkinlere çocukları istismar etmemelerinin anlatılması olması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Yetişkinler, her zaman ve her yerde çocuğun üstün yararını gözettiğinde, çocuklara kendilerini ifade edebilecekleri ortam yarattığında, çocukların zarar görebilecekleri herhangi bir durum içinde olup olmadığını kontrol ettiğinde ve karar aşamalarında çocukların görüşlerini de göz önünde bulundurduğunda çocukları gerçekten korumuş olurlar. İnanılanın aksine çocuklar susmaz, anlatırlar. Çocuklar eylem ve eylemsizlikleri, sessiz kalışları, davranış ve mimikleriyle, oyun, resim, şarkı ve drama gibi yaratıcı araçlarla duygularını ifade ederler. Tüm bu araçları çocuğa sunmak, güvenli alan ve iletişim kanalları yaratmak, iyi bir gözlemci olmak yetişkinlerin sorumluluğudur. Çocukları birer birey olarak gördüğümüz, dinlediğimiz, seçimlerine saygı duyduğumuzda; onların susmalarını engellemiş ve onlara söz hakkı tanımış oluruz.”
Cinsel istismarla mücadele konusunda ailede neler yapılmalı?
Dr. Dilek Sarıkaya ailelere cinsel istismarın önlenmesi için şu önerilerde bulundu:
- Aile içerisinde çocuklar her ne anlatırsa anlatsın dikkatle dinleyin: Çocukların birer birey olarak hissetmelerini destekleyecek ve onların öz güvenlerini güçlendirecek en temel unsur, var oluşlarının ve söylediklerinin önemsendiğini görmeleridir. Çocukları dinlerken, göz teması kurabilecekleri bir seviyede olmak önemlidir. Duygularını paylaştıkları için teşekkür edilmelidir. Eğer çocukların soruları geçiştirilir, anlattıkları duyulmazsa; yaşayabilecekleri olumsuz deneyimlerle ilgili aile bireyleri ile konuşmak, destek istemek konusunda zorlanacaklardır.
- Aile içerisinde fiziksel temas konusunda ısrarcı olmayın: Çocukların “hayır”ları duyulmadığında ve fiziksel temas konusunda ısrarcı davranıldığında çocuklar kendi bedenleri üzerinde kontrol sahibi olmadıklarını; aile bireylerinin ve diğer yetişkinlerin, istedikleri zaman ve istedikleri şekilde onlara dokunmaya hak sahibi olduğunu düşünebilirler.
Aile bireylerinin çocuklara öpme ya da sarılma karşılığında vaatlerde bulunmaları, bunları yapmadıklarında ilgiyi ve iletişimi kesip, küsmeleri; onlara başkalarını memnun etmenin, kendi memnuniyetinden daha önemli olduğu mesajını verir. Bu durum çocukların kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini ikinci plana atmalarına neden olur ve kişisel sınırlarını oluşturmalarını zorlaştırır. Bu mesajlar çocukların yetişkinlerden gelen istismar ve istenmeyen davranışlara karşı daha açık hale gelmesine sebep olabilir. Çocuklara başkalarını öpmek ya da onlara sarılmak konusunda seçim hakkı verilmelidir. Böylece bedenleri üzerinde söz sahibi olduklarını bilir ve diğer kişilerin bu kararlara saygı göstermeleri gerektiğini öğrenirler. Böylece bir yetişkin tarafından bedenlerine yönelen saygısız ya da istismar edici bir davranışı fark edebilir, bunun doğru olmadığını bilir ve bu konuda kendilerini daha iyi ifade edebilirler.
- Cinsel istismar benim çevremde gerçekleşmez demeyin: İstismar sosyoekonomik durum, etnik köken, eğitim seviyesi, statü, yaş ve yerleşim yeri fark etmeksizin toplumun her kesiminde gerçekleşebilir. İstismarın bizim çevremizde gerçekleşmeyeceğine inanmak isteriz; fakat gerçekte istismar bizim çevremizde de gerçekleşebilir.
- İstismarı bildirirsek çocuğun geleceğini mahvederiz, çocuktur nasıl olsa unutur diye düşünmeyin: Yaşanan olayın önemsiz olduğunu ve çocuğun nasıl olsa bunu kolayca unutacağına inanmak isteriz. Oysa bildirilmeyen istismar olaylarının sonucunda istismar eden yetişkinler başka çocuklara zarar vermeye devam ederler. Öte yandan çocuğun istismarı ifade etmesine rağmen ailenin bu konuda sessiz kalması, çocuğun güven ve adalet duygusunun sarsılmasına ve yetişkin hayatında da devam edebilecek ruhsal sorunlara yol açabileceği unutulmamalıdır. İstismar çocuğun değil, uygulayan kişinin hatasıdır ve bunu bildirmek biz yetişkinlerin sorumluluğudur. Çocukları korumak ve onların mutlu ve üretken bir yaşama sahip olabilmelerini sağlamak için sessizliği kırmak ilk adımdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.