AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Darbe gibisinden bir söylentiyi dillendirmek, bunu gündem yapmak, bununla ilgili olarak devletin dikkatini başka alanlara kaydırmaya çalışmak, dışarıya bakması gereken devletin gözünü ve aklını içe kapatmaya dönük bir reflekstir, Türk Silahlı Kuvvetlerine dönük olarak da provokatif bir yaklaşımdır, iftiradır. TSK, Türk yargısı, devletin bütün kurumları demokrasiye bağlılıklarını gösterdiler, milletimiz bunu gösterdi” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin milletvekilleriyle kahvaltıda bir araya geldi. AK Parti Genel Merkezinde basına kapalı olarak düzenlenen program 3 saat sürdü. Toplantı sonrası açıklamada bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bugün gerçekleştirilen toplantıya 55 milletvekilinin katıldığını, önümüzdeki hafta bu tip toplantıların devam edeceğini söyledi.
Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos’un Batı Trakya ziyaretinde Müslüman Türk azınlığın kimliğine ilişkin kullandığı “Müslüman Yunan azınlık” ifadesine ilişkin bir değerlendirmede bulunan Çelik, “Batı Trakya’daki Türk azınlığa Müslüman Yunan azınlık gibisinden bir yaklaşım ortaya koyuyor. Müslüman Türk azınlığın tarihsel kimliğini reddetmek anlamına gelen ırkçı bir yaklaşım olarak bunu değerlendiriyoruz. Tarihsel kimliği reddedecek ırkçı yaklaşımlar konusunda AİHM defalarca Yunanistan’ı mahkum etti. Yunanistan, Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığa dönük ırkçı yaklaşımını değiştirmiyor. Asimilasyonist politikalar uygulamaya çalışıyor. En temel demokratik değerlere aykırı bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığın tarihsel kimliği tarihseldir, gerçeklerle sabittir. Oradaki azınlığın adı bellidir. Yüzyıllardır orada varlar. Müslüman Türk azınlık olarak hayatiyetlerini sürdürdüler ve gelecekte de sürdürecekler. Yunanistan Cumhurbaşkanı veya bir başkasının demesiyle kimliklerini değiştirecek değiller. Hiç kimsenin tarihsel bir kimliği değiştirmeye gücü yetmez. Bu yaklaşımı son derece vahim ırkçı bir yaklaşım olarak görüyoruz. Yunanistan’daki siyasilerin demokratik değerlere saygılı Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığı sürekli olarak bir tehdit veya tehlike olarak gösterme şeklindeki ırkçı yaklaşımlardan uzak durmaları gerekir. Bu ırkçı ve çirkin yaklaşımı güçlü bir şekilde reddediyoruz” diye konuştu.
Son dönemde Çin’de, Uygur Türkleri ile ilgili çok sayıda olumsuz haberlerin basına yansıdığını kaydeden Çelik, “Bir yandan Çin’de ortaya çıkan korona virüsü ile ilgili mücadelede Çin devleti ile dayanışma içerisinde olduğumuzu, bu salgını atlatmaları için her türlü yardıma hazır olduğumuzu ifade ediyoruz. Aynı zamanda Uygur Türkleri ile ilgili tekrar gündeme gelen olumsuz haberlerden kaygı duyduğumuzu ifade ediyoruz. Daha önce bu konu yakın takibimizde olan bir konudur. Çin makamları ile görüşmeler devam ediyor. Türkiye’den resmi bir heyet çeşitli yerleri ziyaret etmek maksadıyla oraya bir ziyaret yapacaktır. Bu ziyaretin şeffaf olmasını, bizim arzu ettiğimiz ziyaret mekanlarının o heyetimize açılmasını ve Uygur Türkleri ile ilgili gelen bu olumsuz haberlerin de sona ermesini diliyoruz” ifadelerini kullandı.
Moskova’da, Türk heyetinin görüşmelerine ilişkin son gelişmeleri paylaşan Çelik, şunları söyledi:
“İki gün üst üste bu görüşmeleri yaptılar, Türkiye’nin bu konudaki tezlerini açık ve net söylediler. Bizim İdlib’de rejimin bu saldırganlığına karşı rejim önceki sınırlarına çekilmezse bunu tahakkuk ettirmek için gerekli askeri hazırlıkları yaptığımız açık ve net bir şekilde karşı tarafa iletildi. Bu konudaki yaklaşımımız birincisi terörle mücadele için, milli güvenliğimiz için ve insani bir felaketin önlenmesi için zorunlu bir yaklaşımdır. Heyet döndüğü zaman buraya kapsamlı bir rapor verecekler ve daha sonra tekrar yeni bir değerlendirme yaparız.”
Abdullah Gül’ün bir gazeteye verdiği röportaja yönelik sorulan bir soruyu yanıtlayan Çelik, “Herkes görüşlerini dile getiriyor. Partimiz adına partimizin bu konudaki belli konu başlıklarındaki görüşlerini zaten kapsamlı bir şekilde paylaşıyorum. Başka bir değerlendirmeler ile ilgili bir yorumum yok. Bu konular bana sorulduğu zaman bu konulardaki görüşümüzü çeşitli vesilelerle açık ve net dile getiriyorum. Bu S-400 meselesinden diğer meselelere kadar bize sorulduğu zaman ben kendi görüşlerimi açıklıyorum ama başka değerlendirmeler ile ilgili bir yorum benden beklemeyin. Bizim görüşlerimizi biliyorsunuz başka görüşler konusunda başka bir değerlendirme yapmayacağım” açıklamasını yaptı.
İş Bankası hisseleri ile ilgili de bir açıklamada bulunan Çelik, “Atatürk milletimizin ortak bir değeridir. Atatürk’e ait her türlü değerin de devlet tarafından temsil edilmesi milletimizin ortak bir değeri olarak Atatürk’ten kalan her hatıranın bu şekilde korunması daha uygundur” dedi.
RAND’in Pentagon için hazırladığı 277 sayfalık raporunda yer alan “darbe olasılığı” tartışmalarına ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamalara yönelik Çelik, “Bu kışkırtıcılık yapanlar var. Son zamanlarda dikkat ediyorsunuz. Seçilmiş iradeyi, Cumhurbaşkanını bir terör örgütünün lideri gibi göstermeye çalışanlar, eski vesayet dönemini hatırlatırcasına 28 Şubat dili ile Meclis'in yasama yetkisine kısıtlama getirmeye çalışanlar iç politikada böyle bir zincir yaşıyoruz. Dışarda bir kuruluşun yaptığı bir rapor içerde belli taraflar tarafından gündemleştirildi. Bunların hepsi bir araya gelince böyle bir konu oluştu. Cumhurbaşkanımız bu konularla ilgili olarak bugün ki toplantının açılışında net bir değerlendirme yaptı. Bütün bu gündemlerin yani sanki bir darbe tehlikesi varmış gibi gündemlerin Türkiye’yi ana hedeflerinden saptırmaya dönük olarak bir yaklaşım olduğunu, bugün biz son derece kapsamlı bir gündemle meselelerimizi yürütüyoruz. Meclis’te son derece önemli reformların geleceği bir ajandamız var. Milletvekillerimizle toplanıyoruz. Bu sene içerisinde neler yapacağımızı milletvekillerimizle karar veriyoruz ve bu karar aşamasını son derece kademeli bir şekilde Kızılcahamam kampına hazırlık şeklinde gerçekleştiriyoruz. Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri çok yakından takip ediyorsunuz. Suriye ile ilgili olarak ise son derece kritik bir aşamadayız. Türkiye’nin milli güvenliğini korumak için burada rejim unsurlarının ve terör unsurlarının saldırganlığına karşı bir yaklaşım içerisindeyiz. Tam bu dönemde Türkiye’nin enerjisini toplumun dikkatini dağıtacak şekilde darbe ile meşgul etmek Türkiye’yi hedeflerinden uzaklaştırmak, enerjisini başka bir yere çevirmektir. Darbe tartışması, gündemi Türkiye için lüzumsuz bir gündemdir. Türkiye’nin tarihine baktığımızda her zaman bunun heveslileri oldu. Demokrasiye bağlı olan bütün kurumlarımız uyanıktır, bütün bunlardan ders çıkarılmıştır. Bundan sonrasında Türkiye’nin tam demokratik bir ortam içerisinde hedeflerine ilerlemesi için gerekli kararlılık ortaya konulmuştur” ifadelerini kullandı.
“Darbe gibisinden bir söylentiyi dillendirmek, bunu gündem yapmak, bununla ilgili olarak devletin dikkatini başka alanlara kaydırmaya çalışmak, dışarıya bakması gereken devletin gözünü ve aklını içe kapatmaya dönük bir reflekstir, Türk Silahlı Kuvvetlerine dönük olarak da provokatif bir yaklaşımdır, iftiradır” diyen Çelik, "TSK, Türk yargısı, devletin bütün kurumları demokrasiye bağlılıklarını gösterdiler, milletimiz bunu gösterdi. Türkiye’nin bundan sonraki istikameti, her türlü darbeye, vesayete karşı tam demokratik bir şekilde anayasaya sadakatte yolunda yürümektir. Asıl utanması gerekenler son zamanlarda eski vesayeti canlandıracak şekilde açıklama yapıp bu atmosferi bu şekilde zehirleyenlerdir” açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Erdoğan dış güçlerin maşasıdır” açıklamalarına yönelik Çelik, şunları söyledi:
“CHP Genel Başkanı, PYD için dış güçlerin maşası diyemedi, Esad için dış güçlerin maşası diyemedi. Türkiye’yi hedef alan bir takım odaklar için bunu diyemedi ama Türkiye’nin millet tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı için bunu diyorsa bunu söylerken sadece aynaya bakıyordur diyoruz. Bu kadar ahlak dışı, vicdansız, siyasi akıldan yoksun bir şekilde Türkiye’nin seçilmiş cumhurbaşkanını hedef almak, Türkiye’nin çıkarlarını, milli menfaatlerini korumak için çalışan cumhurbaşkanımızı bu şekilde hedef almak kesinlikle sıradan bir demokratik eleştiri olarak değerlendirilemez. Bunun arkasında biz Esad’ın görüşlerini dillendirdiğini gördük bu kişinin, çeşitli zamanlarda Yunanistan’ın bizim Libya ile yaptığımız anlaşma karşılığındaki tavrını gördük. Her Başkentin tezini Türkiye’ye karşı CHP Genel Başkanı dillendirdi ama bir tek Ankara’nın tezini dillendirmedi. CHP Genel Başkanından, Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonu, siyaseti anlamasını beklemiyoruz. Maşa gibi bir ifade kullanmışsa bu ifadeyi ancak aynaya bakarak söylemiştir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.