Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “İnsan haklarında her fırsatta Türkiye’ye ders vermeye çalışan ve Demokrasinin beşiği olan Yunanistan'ın aynı yaklaşımla uluslararası hukuka uygun şekilde kapısına dayanan göçmenlere muamele etmek zorundadır. Ama bir taraftan ne görüyoruz göçmenlerin üzerine ateş açıyorlar üç tane göçmen öldü. Birisi kaçarken sırtından vuruluyor. Oradaki tüm çiftçilere av tüfeği dağıtıyorlar ki saçma atsınlar göçmenlere” dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab Türkiye’ye gelerek Suriye'de acil ve kalıcı ateşkesi müzakere etme çabaları kapsamında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüştü. Toplantıda Türkiye'nin Suriye'de acil ve kalıcı ateşkesin tesis edilmesi konusunda uyguladığı diplomasiye İngiltere'nin desteği belirtildi. Her iki bakan daha sonra ortak basın toplantısıyla gazetecilerin karşısına geçti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, görüşmeye dair yaptığı konuşmasında, “Birleşik Krallık zor zamanlarından Türkiye'nin yanında olmuştur. Desteğini açık bir şekilde amasız, fakatsız göstermiştir. Bugün Dominic ile görüşmelerimizde Brexit sonrasında ilişkilerimizi nasıl geliştirebiliriz onları ele aldık. Önce baş başa kısa bir görüşme gerçekleştirdik. Sonra heyetlerimizle çalışma yemeğinde tüm konuları ele aldık. Bölgesel konular da ele alındı. Öncelikle PKK’nın uzantıları TAK ve HPG’nin kısa süre önce Birleşik Krallık tarafından terör listesine eklenmesini önemsiyoruz. Brexit sonrası dönemde ticari ve ekonomik ilişkilerimizi daha da güçlendirmek istiyoruz. Geçiş sürecinin sona ereceği 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle geçerli olacak şekilde bir ticaret anlaşması çalışmasını sürdürüyoruz. Gündemimizdeki en önemli konulardan bir tanesi Özellikle Birleşik Krallığın ilişkilerini güçlendirme arzusunu memnuniyetle karşılıyoruz. Aynı arzu Türkiye’de de vardır. Savunma Sanayinde işbirliğini güçlendiriyoruz. Her iki taraftan da firmaların ortaklığı sayesinde önemli projeleri hayata geçirmek için çalışıyoruz. Bunlardan birisi de muharip uçak TFX muharip uçaktır” diye konuştu.
İdlib’deki son gelişmeler hakkında İngiliz Bakan Raab’a bilgiler verdiğini belirten Bakan Çavuşoğlu, “Rejimin İdlib’in gerginliği azaltma bölgesi statüsünü ortadan kaldırmaya yönelik saldırılarına derhal son vermesi, yeni bir insanı krizin engellemesi ve ilave göç dalgasının bertaraf edilmesi hususlarında Birleşik Krallıkla görüşmelerimiz örtüşüyor. Bahar Kalkanı Harekatıyla, İdlib’te derhal ve sürdürülebilir bir ateşkesin tesisi ile Soçi mutabakatının tam olarak uygulanmasıdır. Rejimin saldırılarının durdurulmasına ve Soçi sınırlarına geri çekilmesine yönelik çalışmalarımıza Birleşik Krallığın destek vereceğine şüphemiz yok” şeklinde konuştu.
Türkiye'nin yeni bir göç dalgası kaldıramayacağını pek çok platformda dile getirdiklerini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, “Uluslararası toplum bu çağrılarımızı duymazdan geldi. Son kriz, uluslararası toplum için adeta uyarı niteliğindedir. Yeni göç akımlarıyla birlikte sığınmacıların bir diğer üçüncü ülkelere gitmelerini biz saygı ile karşılıyoruz. Kimseyi zorla tutma yükümlülüğümüz yoktur. AB’nin ise kapılarına gelen sığınmacıların, uluslararası koruma başvurularını alma ve uygun olanlara koruma sağalma yükümlülüğü vardır. Tıpkı Türkiye'nin bu yükümlülüklerini yerine getirdiği gibi. Biz Türkiye olarak da bu yükümlülüklerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz. Ama ne görüyoruz, sınırlar kapatılıyor, iltica başvuruları uluslararası hukuka aykırı bir şekilde askıya alınıyor. Avrupa Birliği ülkelerinin ve Yunanistan'ın uluslararası sorumluluklardan kaçmasının mümkün olmadığını hatırlatmak isterim” sözlerine yer verdi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Raab ise İdlib’te yaşanan saldırıda şehit olan 34 Mehmetçik hakkında üzüntü duyduğunu belirterek, “On yıllardan beri Türkiye NATO'daki en sadık müttefiklerden birisi olmuştur. Biz Türkiye'nin ateşkes çabalarını destekliyoruz. Rusya'nın askeri saldırıları ve Suriye Rejiminin saldırını uluslararası hukuka aykırı olduğunu biliyoruz. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Bizim pozisyonumuz oldukça net. Bu anlamda savaşın sona erdirilmesine yönelik ilk sorumluluk bizlere aittir. Suriye halkının ödediği bedelin de dikkate alınması gerekiyor. Türkiye uzun yıllardır göçmenlere ev sahipliği yaptı. Her iki tarafın baskı altında olduğunu biliyoruz insani yardıma erişilebilir olmasını önemsiyoruz. Suriye rejiminin ve Rusya'nın İdlib’te gerçekleştiği zalimane saldırılar en zarar verici ve yıkıcı saldırılardan birileri olmuştur. Biz bu savaşın bir an önce bitmesini istiyoruz. Bölgesel istikrar ve güvenlik için birlikte çalışıyoruz. Terörle mücadele konusunda iş birliği konusunda Birleşik Krallık, Türkiye'nin yanında duruyor” sözlerini kullandı.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan her iki bakan, Suriyeli göçmenlere yapılan ve insanlığın utandığı görüntüler çerçevesinde Yunanistan'ın 18 Mart mutabakatının öne sürmesine yönelik yöneltilen soruya Bakan Çavuşoğlu, “Türkiye ortalama 4 Milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Biz Türkiye sınırına gelen düzensiz göçmenlere insan gibi davrandık. Ne için ve neden geldiğiniz demedik. Suriyelilerin neden Türkiye’ye gelmek zorunda kaldığını hiçbir zaman unutmadık. Maalesef muhalefetteki siyasi partiler insani olmayan bir şekilde bunu siyasete malzeme ettiler. Hepsini suçlamıyorum ama yapanlar oldu özellikle seçim zamanında daha çok yapan oldu. Bu mültecilerin önemli bir önemli bir kısmı başka destinasyonlara ve 3. ülkelere gidiyor. Artık bunu durdurmamız mümkün değil. Zaten böyle bir yükümlülüğümüz de yok. Bize kimse 18 Mart anlaşmasını hatırlatmasın, 18 Mart anlaşmasını tüm zorluklara rağmen Türkiye'nin bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini AB’nin ise hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini herkes söyleyebilir. Bugün geldiğimiz noktada bunları durduracak noktada değiliz. İnsan haklarında her fırsatta Türkiye’ye ders vermeye çalışan ve Demokrasinin beşiği olan Yunanistan’ın aynı yaklaşımla uluslararası hukuka uygun şekilde kapısına dayanan göçmenlere muamele etmek zorundadır. Ama bir taraftan ne görüyoruz. Üç tane göçmen öldü. Birisi kaçarken sırtından vuruluyor. Oradaki tüm çiftçilere av tüfeği dağıtıyorlar ki saçma atsınlar göçmenlere. Dayanışma uğruna üye ülkelerin bu tür insan hakları ihlallerini ne sorguluyor ne de eleştiriyor. Gene suçlu Türkiye gene hatalı Türkiye bu sorun ortaksa külfetini de ortak paylaşmamız lazım. Paradan bahsetmiyorum para sadece bunun bir ayağıdır. Biz onlarla her zaman yine işbirliğine hazır mıyız hazırız ama herkes samimi olsun” cevabını verdi.
İngiliz Bakan Raab da aynı soruya, “Bu insani dram da ilk sorumluluk Suriye ve Rusya'nın sorumluluğudur. Samimi olarak daha gerçekçi bir yaklaşımla birlikte çalışmamız gerekiyor. Gözden kaçırmamız gereken şey Rusya ve Suriye'nin bunu daha kötü bir hale getiriyor olmasıdır” sözlerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.