BURSA'nın İnegöl ilçesine bağlı Kulaca ve Hasanpaşa mahallelerinden geçen derelerde birer gün arayla meaşanan toplu balık ölümlerine mahalle sakinleri tepki gösterdi. Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) üyeleri de Kulaca Mahallesi'ne geldi.
Bursa haber...
DOĞADER Başkanı Caner Gökbayrak, Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, mahalle muhtarları ve mahalle sakinleri Kulaca Mahallesi'nde bir araya gelerek derede meydana gelen toplu balık ölümlerine tepki gösterdi. DOĞADER Başkanı Gökbayrak, "İnegöl’de sadece 2018 yılı içinde farklı tarihlerde 4 kez toplu balık ölümleri görüldü. 7 Mart 2018 günü Boğazköy barajında, 24 Temmuz 2018 günü Şipali, 3 Eylül günü Hasanpaşa, 5 Eylül 2018 günü Kulaca köylerinde toplu balık ölümleri oldu.
Bursa haber...
Derelerimizi kirletenler bu güne kadar açıklanmadı. 30 yıl öncesine kadar suyunu içtiğimiz Kocadere'yi kirleten tesisler nedeniyle tarlalarımızı bile sulayamaz hale geldik. Oysa yüzyıllar önce bu dere buradan aktığı için köylerimiz buraya kuruldu. Tarlalarımızı suyuyla sulamak zorunda kalıyoruz. Kuyu suyu giderek daha derine çekiliyor. Tarlalarımızın yanından akan Kocadere'nin suyunu kullanamamamız bizi endişelendiriyor. Madem deremiz bu kadar kirletilecekti, deremizin kenarına neden bu tesislerin yapılmasına izin verildi? Bu tesislerin yapılmasına izin verenler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı ve diğer resmi kurumlar derelerimizin kirletilmesini de engellemek zorunda. Devle bu tesislerin derelerimizi kirletmesini engelleyemiyorsa bu tesisleri kapatmayı da bilmelidir. Geçmiş yıllarda da derelerimizde benzer toplu balık ölümleri yaşandı.
Bursa haber...
Bunların her birinde devlet kurumlarının ilgisizliğinin canlı tanığı olduk. Toplu balık ölümleri gerçekleştiğinde devlet yetkililerinin, gece ya da hafta sonu bile olsa anında olay yerine ekipler gönderip su ve ölü balıklardan örnekler alması gerekir. Oysa bizim gözlemlerimiz devlet kurumlarının toplu balık ölümlerinin nedeni belirlemek ve örnek almak için geç kaldığı yönündedir" dedi.
30 YIL ÖNCE TOPLU BALIK ÖLÜMLERİ NEDİR BİLMEZDİK
Gökbayrak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu tür olaylar için mesai saatlerinin dışında gönderilecek acil müdahale ekipleri oluşturulmalıdır. Bu tür acil müdahale ekipleri olmadığı için deremizi kirleten tesisler, zehirli suları derelerimize gece ya da hafta sonu gibi mesai saatleri dışında bırakmaktadır. Devlet kurumları gelip örnek aldığında ise dereden akan su balıkları öldüren kirlilikten azaltılmış, balıklar ise kokmuş olmaktadır. Konunun diğer önemli yanı ise devlet kurumlarının toplu balık ölümleri için aldıkları örneklerin sonuçlarını hiçbir zaman açıklamamasıdır.
Ne yazık ki İnegöl’de olduğu gibi Türkiye’nin çeşitli yerlerinde de onlarca farklı yerde toplu balık ölümleri olmaktadır. Bunlardan birçoğuna devlet yetkilileri örnekler alındığı belirtilmektedir. Ancak bu güne kadar bu örneklerin tahlil sonuçları, hangi maddelerin suyu zehirlediği ve bu sonuçlara göre fabrikalara, tesislere ceza kesilip kesilmediği hiçbir devlet kurumu tarafından halka açıklanmadı. Bunun yerine Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının il ve ilçe müdürleri, henüz tahlil bile yapılmadan toplu balık ölümlerinin sudaki oksijen azalması nedeniyle olabileceği açıklamaları yapmaktadır. Biz bu açıklamayı kabul etmiyoruz. 30 yıl önce toplu balık ölümleri nedir bilmezdik. Bu açıklamalar derelerimizi kirletenleri yeniden kirletmelerine teşvik anlamına gelmektedir."
DURU AKMASININ SAĞLANMASINI İSTİYORUZ
Gökbayrak, "Ayrıca, Sağlık Bakanlığı'nın toplu balık ölümlerine kayıtsız kalmasını yadırgıyoruz. Balıkların zehirlenmiş olması ve bu balıkları halkın yeme olasılığı ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Biz, Kulaca, Hasanpaşa, Şipalı, Bilalköy, Hamzabey ve Boğazköy köylüleri olarak deremizin üzerine kaplayan toplu balık ölümlerine neden olan tesislerin, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da korunmasını, konunun oldu bittiye getirilerek örtbas edilmesini artık kabul etmeyeceğiz Biz İnegöl Halkı olarak devletten, şirketlerin değil halkın çıkarının gözetilmesini, toplu balık ölümlerine hangi tesislerin hangi tür atıklarının neden olduğunun hemen halka açıklanmasını, sorumluların paraya dönüştürülmeyen ağır cezalarla cezalandırılmasını, bir daha derelerimiz üzerinde toplu balık ölümleri olmaması için gereken denetim çalışmalarının eksiksiz yapılmasını, derelerimizin geçmişte olduğu gibi bugün ıle, günün ve gecenin her anında temiz ve duru akmasının sağlanmasını istiyoruz" diye konuştu.
'SAHİP ÇIKMALIYIZ'
İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik ise "Büyüklerimizin de dediği gibi derelerimiz eskiden pırıl pırıldı. Sonradan fabrika ve tesisler yapılınca ayarı kaçtı. Zaman zaman bizim de açıklamalarımız olmuştu, OSB’deki arıtma tesislerini inceledik ve oranın çok güzel olduğunu gördük. Diğer taraftan şehrin batı tarafından gelen Karadere’nin arıtması olmadığı için Boğazköy Barajını kirlettiğini söylemiştik. İnegöl’den geçen toplam 7 tane dere var ve bu derelerin içinde en temizi de budur. Bir kısmı Oylat’tan bir kısmı da Mezitler'den gelir. Balık ölümleri çok nadiren oluyor, oradan da şunu anlıyoruz; demek ki bir pislik salınıyor, bir anda oluyor.
Bursa haber...
Bizim de kuşkulandığımız noktalar var ama bunları buralardan söylememiz yerine yetkililerin bunları bir an önce bulup cezalandırmaları en büyük temennimizdir. Dere şuan pırıl pırıl akıyor, ama zaman zaman da zehir akıyor, geçen gün olduğu gibi. Sadece para cezaları değil, daha ağır müeyyideler olmalı. Dereler de bizim, doğa da bizim, İnegöl de bizim, Türkiye de bizim. Biz bunlara sahip çıkmazsak gelecekte daha kötü olur. Yetkililerin bir an önce harekete geçip olan biteni bizlere açıklamalarını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.