Bursa'da tasanan trafik kabusu ulusal medyadada yer bulmaya devam ediyor. Bir toplantıya katılmak üzere haftasonu Bursa'ya gelen gazeteci Can Ataklı gazetedeki köşesinde yasanan sorunu "Bu çile çekilmez" diyerek kaleme aldı.
İşte usta kalemin o yazısı...
BAŞIMDAN GEÇENLER
BURSA'DA COŞKULU VE MUTLU BİR HAFTA SONU GEÇİRDİK
Hem her gün canlı televizyon programı hem de günlük köşe yazıları olunca İstanbul dışındaki etkinliklere katılabilmek hatta kendimize biraz vakit ayırmak bile mümkün olmuyor. Bu nedenle uzun süredir İstanbul dışından gelen davetlere üzülerek “maalesef” cevabı veriyordum. Bu kural hafta sonunda bozuldu. Çünkü davet edenler Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bursa üyeleriydi. Kahvaltılı bir söyleşi için gelmemi istediler. ÇYDD'nin benim için özel bir yeri var. Bugüne kadar derneğin bir gönüllüsü olarak hemen her davete katılmayı görev bildim. Bu kez reddedemezdim. Cumartesi gününden ailecek Bursa'ya gittik. Neredeyse 4 yaşına gelen kızım Peri'yi öncelikle Bursa Ulu Cami'ye götürdüm. Tam anlamasa bile 1300 yılından bu yana ayakta duran bir kutsal eserin hafızasına yerleşmesini önemli görüyorum. Ardından tarihi diğer mekânları da gezdik, ardından da kaplıcada sıcak havuz keyfi yaptık hep birlikte. Kızım çok eğlendi. Pazar sabahı ise ÇYDD'nin Bursalı üyeleriyle kahvaltıda bir araya geldik. İnanın hiç bu kadar kalabalık bir kahvaltıya katılmamıştım. Elbette referandumu ve bunda bireyler olarak hepimize düşen görevleri anlatmaya çalıştım. Kahvaltıya katılanların yorum ve soruları da günümüze ayrı bir renk kattı. Bursa'yı çocukluğumdan beri bilirim. Ama şimdi tanınmaz halde. Bir kere kente giriş ve kentten çıkış bir işkenceye dönmüş. Hem anormal bir araç yoğunluğu var hem de Yalova yoluna galiba tramvay yapacaklarmış, her yer inşaat, bu nedenle pek çok nokta daralmış, trafik İstanbul'dan bin beter olmuş. Şehir içi de farklı değil. Bursalılara sabırlar dilerim. Bu çile çekilmez.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
HGS VE OGS ÖZEL PARALI YOLLARDA NE İŞE YARAR
Bursa'daki ÇYDD kahvaltısına karayolundan, Körfez Köprüsü'nü geçerek gittik. Yollar gayet iyi. Bursa'ya giriş çıkış işkencesi olmasa normal süratle iki saat sürüyor. Gidişte köprüden geçtik. 65.65 lira yazdı. Sonra mecburi otoyola giriyorsunuz, Bursa çıkışında da 12 küsur lira kesildi HGS hesabından. Dönüşte köprünün gişelerine geldiğimde bariyer açılmadı. Her geçiş yerinde bir de görevli var. “Ne oldu?” diye sordum “HGS hesabınızda para kalmamıştır, nakit ödeyeceksiniz” dedi. Şaşırdım tabii. “65.65 artı 12 lira gidiş, aynı paraya dönüş olursa elbette ne HGS'de ne OGS'de para kalmaz ki. Ama fark etmez, kredili hesaba yazılır, nasıl olsa bankalar kredi azaldıkça uyarıyor, her zamankinden fazla para yatırırız olur biter” değil mi? Değilmiş. Orada nakit ödetiyorlar. Yollar özel şirkete ait ya, “ben paramı peşin alayım” diyorlar yani. Gerçi geçmesek de ödüyoruz o da başka. Ancak merakım başka. Araçtaki OGS veya HGS cihazları gişelere yaklaşınca otomatik olarak okunuyor. Yol boyunca uyarılar var “Çifte para ödememek için girdiğiniz gişeleri değiştirmeyin” diyor. Bende HGS olduğu halde nakit para aldılar, aynı anda HGS'den de kredi yazıp yazmadıklarını bilmiyorum. Daha doğrusu güvenemiyorum, ya çifte para ödediysem.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.