Bursa'da siyaset sahnesi iyiden iyiye kızışmaya başladı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin Alinur Aktaş dönemine ait “Ödeme skandalları” memleketin her köşesinde konuşulmaya devam ederken, siyasilerin sosyal medya üzerinden restleşmeleri de giderek şiddetini arttırdı.
Daha Başkan Mustafa Bozbey'in konuyla ilgili açıklamaları gündemdeki yerini korurken Bursa Milletvekilleri arasında yaşanan gerginlik ise büyük bir restleşmeye dönüştü.
"Ödeme skandalı" ile ilgili iddiaları Meclis kürsüsünden dile getiren İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu'nu sosyal medya üzerinden topa tutan AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank'ın sözleri çok sertti. Fakat o sözlere gelen yanıt ise çok daha sert oldu.
Önce Mustafa Varank Paylaşım yaptı. Selçuk Türkoğlu’nu hedef alarak "Meclis kürsüsünü yalanları ile kirleten müfteri; hakkımda sözüm ona imzalı mühürlü resmi faturalar olduğunu, bunları savcılığa verip suç duyurusunda bulunacağını iddia etmişti.
Ben de “Hodri meydan! İddiasını ispat etmeyen aşağılıktır, haysiyetsizdir, namussuzdur, savcılığa gitmeyen alçaktır” demiştim.
İki hafta geçti, ortada ne bir fatura var ne de tarafıma gelen bir savcılık başvurusu.
Hukuk önünde hesaplaşmak için hem suç duyurusunda bulunduğum hem de tazminat davası açtığım bu ahlak fukarası müfteriyi ve paravanlığını yaptıklarını, Bursalı hemşerilerimizin vicdanına, kamuoyunun takdirine bırakıyorum." İfadelerini kullandı.
Selçuk Türkoğlu’nun bu sözlere cevabı çok daha sert oldu:
“BAK İYİ DİNLE @VARANK! BİLESİN Kİ; “BEYT-ÜL MAL”A EL UZATANI, “YED-İ EMİN” PAKLAR!
Bak şu kemiksiz diliyle konuşana! Bursa Büyükşehir Belediyesi orada, Matbaa orada, Alinur’un, size “kıyak olsun” diye bastırdığı afişlerinin “bozuk” baskıları, “yedekleri” orada, Yahu afişlerinin, daha “mürekkebi kurumamış kalıpları” orada, kalıpları!
Sen hala çıkmış, o doymak bilmez “arsız ağzından” köpükler saça saça konuşuyorsun?
Dahası, bütün bu belgeli ifşamızı, birinci ağızdan “teyit” eden; Sn. Bozbey’in daha dün yaptığı, Bursalıların “parasını, pulunu, hakkını, hukukunu” nasıl arsızca/umarsızca” yalayıp yuttuğunuzun açıklamaları ortada!
Sen hangi olmayan haysiyetten, şereften bahsediyorsun!
Bu nasıl bir yüz kızarmazlık, bu ne tür bir pişkinliktir!
Değer miydi, bütün siyasi kariyerini, “üç kuruşluk kartvizit-beş kuruşluk afiş için” ayaklar altına almaya?
Bundan sonraki ömr-ü hayatında;
Onca devlet hizmetini, bunca parti görevini, Bursa’nın helal parasına “tenezzül” ederek, “beyt-ül maldan bir hırka aşıran” ucuz bir şahsiyet olarak anılmaya değer miydi?
Millet senin bu çaresiz “hezeyanını” anlıyor!
Ama hiç kusura bakma;
Seçim çalışmalarının büyük bölümünün, Bursa’nın belediyedeki kasasından karşılandığına itiraz etmeni hiç kimse anlamıyor! Savcılığa verdim diyorsun. Çok iyi etmişin, aferin! Ama o yol uzun!
Bak yine söylüyorum; Bu “hezeyandan” hemen kurtulmanın kısacık yolu çok basit!
Yaz Belediyeye bir dilekçe! “Benim hangi seçim çalışmalarım belediyeniz üzerinden yapıldı ve bunlar için Bursalıların ne kadar parası harcandı?” diye sor!
Sonra da gelen cevaba göre, çıkar o parayı faiziyle birlikte “Yed-i Emin’e” kuruşu kuruşuna öde!
Ödeme makbuzunu da al gel, benim belediyeye bastırdığın afişini faturasıyla birlikte ifşa ettiğim gibi Meclis kürsüsünden, mahçup olduğun Türk Milletine gösterip özür dile! Hatta yanında “Kıyakçıbaşın” Alinur da olsun ki, “Her şey bu ‘kifayetsizin’ yüzünden!” de diyebilesin! Belki mahcubiyetin geçmez ama hiç olmazsa için soğur! Varsa da biraz “vicdan terapisi” yapmış olursun!
Derhal bu söylediğimi yap, daha fazla da çırpındıkça batma!”
Karşılıklı bu atışmalara bakarsak iki tarafta kendinden çok emin konuşuyor. Şimdilik eli güçlü olan isim ise Selçuk Türkoğlu diyebiliriz. Başkan Bozbey’in bahsi geçen harcama tablolarını paylaşması Türkoğlu’nun iddialarını doğrular nitelikteydi çünkü.
Konuyla ilgili AKP kanadından bu hafta bir açıklama gelme ihtimali yüksek.
Demiştim ya “Bu pilav daha çok su kaldırır!” Diye. Görelim bakalım artık…
Esen kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.