Cumhurbaşkanı Erdoğan: Cerablus’ta DAEŞ diye bir şey kalmadı. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. FETÖ konusunda adımlar attık. Aynı süreci PKK destekçileri için de başlattık
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 81 ilin valisini kabul etti. Erdoğan valilere hitabında şunları kaydetti:
CEPHELER BİZİM İÇİN KÜÇÜK: Türkiye, 15 Temmuz darbesini geride bıraktığında içeride, dışarıda pek çok kimse, bu ülkenin böylesine bir badirenin etkisinden kurtulması yıllar sürer diye düşünenler olmuştur. Ama biz ne yaptık darbenin üzerinden 40 gün geçmeden Suriye'de uzun süredir planladığımız Cerablus operasyonunu başlattık. Bununla kalmadık PKK terör örgütüne sınır içinde ve dışında tarihinin en büyük operasyonlarını yürüttük. "Niye cepheyi genişletiyoruz" diyenler oldu. Bu ülkede biz askeriyle, polisiyle 1 milyon insan besliyoruz. Bütün bunların yanında evvelallah bu milletin kendisi "Ben varım" dedi, 15 Temmuz'da. Bu millet ben varım dediğine göre cephelerin hepsi bizim için çok çok küçüktür, geniş cephe değildir.
MÜSAADE Mİ ALACAKTIK?: Sabır, sabır, sabır, sabrettik Gaziantep'te 56 insanın, içinde 5-6 yaşında olanlar, sadece genç olarak 29 kişinin şehit olduğu o Gaziantep'te bütün olayları yaşadıktan sonra hala birilerinden müsaade mi alacaktık? Şu anda Cerablus'ta artık DAEŞ diye bir şey artık kalmadı. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Bizim de kendimize göre bir planımız var. Bu plan nedir? Bu plan Türkiye'nin sınırlarını güvence altına alma planıdır. Biz bir terör koridorunun oluşturulma gayretlerine "evet" diyemeyiz. Hem burada diplomatik görüşmelerimizi yaptık, yapacağız ama diğer taraftan da bu sınırlarımızı terör koridoru olmaktan çıkartıp, bir barış koridoru haline getireceğiz.
BİZİ HALK DAVET ETTİ: Bizim Suriye topraklarında zerre kadar gözümüz yok. Biz 20 milyon kilometre kareden 780 bin kilometrekareye kadar küçülmüş olan bir devletiz. Bizim Suriye'nin topraklarında zerre kadar gözümüz yok. Biz tokluğu gördük. Şu anda kimsenin topraklarında gözümüz yok. Herkes de haddini bilmeli. Bu adımları atarken bu kararlılık içinde atıyoruz. Orada bizim kardeşlerimiz var. Cerablus'ta Türkmen'i ile Arap'ı ile bir zulüm yaşanıyor. Onlara yapılan bu zulmü defetmek bizim görevimizdir. Bizim topraklarımız 780 bin kilometrekare ama bizim gönül topraklarımız çok geniş. Biz o çok geniş olan gönül toprakları üzerinde oynamalıyız. Oralarda 'gelin' diyen insanları biz yalnız bırakamayız. Neymiş, 'uluslararası hukukta o ülkenin hükümeti sizi çağırmazsa oraya giremezsiniz.' Kusura bakmasınlar biz asıl o ülkenin sahipleri olan halkın davetine icabet ediyoruz.
DENGELERİ ALT ÜST ETTİ: O 600 bin insanı öldüren bir katilden mi izin alacağız? İş bu noktaya gelmeseydi Suriye çok daha farklı bir konumda olacak. O güzelim Suriye'yi bu hale getiren bu yönetim. Bunun arkasında nasıl durulur. Cerablus operasyonunun başarısı Suriye'deki tüm dengeleri altüst etti, başarı beraberinde yeni imkanları ve fırsatları da getiriyor. Bundan sonra bölgede Türkiye'nin içinde olmadığı, Türkiye'nin rızasının alınmadığı hiçbir senaryonun devreye sokulması mümkün değildir.
PKK'NIN DEVRİ KAPANDI: PKK, PYD, YPG'nin yoğunlaşan eylemlerinin bugün Suriye'de kaybettiği, yarın Irak'ta kaybedeceği kazanımlarının sancısı olduğu çok açıktır. Aynı sıkıntı şu anda Irak'ta da var. Bölge halkı da örgütü yalnız bırakmıştır. PKK gerek eleman temini, gerek eylemlerine yerel destek bulma konusunda ciddi sıkıntı içinde. PKK'nın 15 Temmuz'da FETÖ'nün başaramadığı kan dökme işini devraldığını tüm milletimizle birlikte bölge halkı da yakından takip ediyor. Bu arada Erdoğan dün NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde görüştü. Stoltenberg, "Demokrasiye yapılan saldırı, ittifakımıza yapılmıştır" dedi.
'HEPSİ MİLLETİN DÜŞMANI'
"Terör örgütlerinin tamamı da arka planda Türkiye'ye karşı düşmanlıkta ittifak halinde. Bakıyorsunuz hücre evinde PKK'lılarla birlikte FETÖ'cüler yakalanıyor. Gaziantep'teki son canlı bomba saldırısı başta olmak üzere, pek çok eylemde DAEŞ ile PKK'nın ortak çabasını, gerisinde de FETÖ'cülerin örtülü desteğini görüyoruz. PKK ile FETÖ'nün, DHKP-C ile DAEŞ'in bir farkı yok. Hepsi ülkemizin, milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin düşmanı. Bunları 15 Temmuz'dan sonra çok daha net gördük. Hepsinin kökünü kazıyana kadar kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bu can bu tende olduğu sürece mücadeleyi sürdüreceğim.
'AÇIĞA ALMA YARIŞI DEĞİL'
"Gerek FETÖ gerekse PKK terör örgütüyle mücadelenin önemli bir boyutunu da bunların kamu görevlileri içindeki uzantılarının tasfiyesi oluşturuyor. FETÖ konusunda ilan ettiğimiz OHAL çerçevesinde süratli birtakım adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. Aynı süreci PKK terör örgütüyle ilgili yürütmeye başladık. Sizlerden memurları açığa alma noktasında bir yarışa girmenizi istemiyorum. Sadece adil davranmanızı istiyorum. Çünkü değerlerimizde zulüm yok."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.