• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Bursa 7 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 15 °C

Bastırılmış duygular nasıl fark edilir

Bastırılmış duygular nasıl fark edilir
Bastırılmış duygular hastalığa zemin hazırlar...

Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk konu hakkında bilgiler verdi. Dünyada üç ana renk vardır. Sarı, kırmızı ve mavi. Diğer bütün renkler bu ana renklerin karışımı ile oluşur.

İnsanın varoluşunda da bazı temel duygular vardır. Bu duyguları korku, üzüntü, sevinç, şaşkınlık, öfke ve tiksinti şeklinde sıralayabiliriz. İnsanoğlu olaylar karşısında bu duyguları ve türevlerini yaşarlar. Dolayısıyla hepimiz aynı kaynakla doğuyor ve aynı bütünün parçasıyız. Yaşam senaryolarımız farklı olsa da olaylar karşısında yaşadığımız duygular benzerdir. 
 
Bazıları belirli olaylar karşısında yaşadığı duyguları olumsuz olarak anlamlandırıp kendilerini yargılarlar. Her duygunun bir işlevi vardır ve duygular bize yaşadığımızı hissettirir. Peki ne oluyorda duygular yaşamımızın bir parçası olmasına rağmen bazı duyguları yaşamak istemiyoruz ? Özellikle öfke, üzüntü, korku gibi... duyguları olumsuz olarak nitelendirip bunları yaşamaktan kaçınıyoruz.

Oysa bu duyguların hepsinin bir anlamı vardır. Örneğin bir kayıp durumunda üzüntümüzü yaşayarak yas sürecini anlamlandırıyoruz ya da ilişkide bulunduğumuz insanlar alanımıza girmeye çalışıp sürekli saygısızlık yapıyorsa uyarılıp öfkelenebiliyoruz bu da bizim karşı tarafa sağlıklı sınırlar koymamıza yardımcı oluyor.

Bir gaz kokusu karşısında tiksinip gerekli önlemleri alabiliriz. Üzerimize bir araba geliyorsa korkup reflekslerimizle kazadan kurtulabiliriz. Örneklerde olduğu gibi olumsuz olarak gördüğümüz bazı duygular içinde bulunduğumuz yer ve zamana göre bizim için işlevsel olabilir. Fakat ailemiz biz çocukken üzülüp ağladığımızda 'ağlama, ağlayacak ne var, sil gözyaşlarını' dediğinde üzüntü duygumuzu içimize gömebilirve yetişkin hayatımızda üzüntü yaşamaktan kaçabiliriz.

'Bana sesini yükseltme' diyen bir ebeveyn öfkelenmeye hakkın yok mesajını vererek çocuğun ileride öfkesini yaşamamasına ya da çok yoğun yaşamasına neden olabilir. Dolayısıyla ailemiz ve çevremiz tarafından gördüğümüz ve yaşadığımız davranışlar gelecek hayatımızda duyguları yoğun yaşamamıza veya hiç yaşamamamıza sebep olabilir. 

Duyguları çok yaşamak veya hiç yaşamamak; bir anda parlamak, bir anda keder çökmesi, belli belirsiz zamanlarda ağlamak, hiç ağlayamamak, öfkelenememek, çok mutlu olup bir anda durağanlaşmak ilişkilerimizde kalıcı problemler yaratabilir ve bedensel rahatsızlıklar yaşamamıza neden olabilir. 

Bu nedenle yaşadığımız zorlanmalara kulak vermeliyiz. Örneğin yolda önünüzde biri yavaş yürüdüğünde, düzensiz birini gördüğünüzde, dikkat eksikliği olan birinden rahatsız olup aniden parlıyorsak veya  tahammül edemiyorsak yani herhangi bir bedensel ve duygusal uyarılmayı yoğun bir şekilde yaşıyorsak bunun bizim için anlamı vardır diyebiliriz. Hayatta her zaman yavaş, düzensiz, sorumluluk sahibi olmayan ve dikkatsiz insanlar olacak. O zaman benzer durumlar ile her karşılaştığımızda öfkeleneceğiz anlamına gelir. Bu da elimizde olmayan ve bir başkasından kaynaklı eylemler nedeniyle sık aralıklarla öfkeleneceğiz anlamına gelir. Yani duygu durumumuzun kumandası her daim başkasında demektir. Oysa karşı tarafta rahatsız olduğumuz davranışlar belki de ihtiyacımız olan davranışlardır.

Yaşadığımız duygular doğuştan getirdiğimiz duygular mı ailemizin bize öğrettiği davranışların ürünü mü sorgulamasını yapmamız gerekir. Bedenimiz uyarılıyor ve zorlanıyorsa bu kötü bir şey değil tam aksine kendimizi anlamamız için bir fırsattır. Bunlara kulak vermezsek bedenimiz terleme, baş ağrısı sırt ve boyun ağrısı, kilo, egzama gibi problemlerle gelerek 'kendinle ilgilen' mesajını verir. Hastalıkların bir çoğu önce ruhta başlayıp sonra vücutlarımıza sirayet eder.

Yaşadığımız duyguları yargılamak, yok saymak, kulak vermemek demek hayatın içinden renkleri silmeye benzer..

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Retina dekolmanı kör edebiliyor!13 Kasım 2024 Çarşamba 20:36
  • Çocuklarda baş ağrısının nedeni Bruksizm olabilir13 Kasım 2024 Çarşamba 20:35
  • Soğuk duş sizi kışa hazırlıyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:22
  • Haktan Akdoğan’dan “Kozmik Yankı13 Kasım 2024 Çarşamba 20:17
  • İşte migreni tetikleyen nedenler11 Kasım 2024 Pazartesi 13:41
  • Geçmeyen öksürük ihmale gelmez11 Kasım 2024 Pazartesi 13:34
  • Doom Spending Sendromu olabilirsiniz!11 Kasım 2024 Pazartesi 13:22
  • Lösemi ilk 5 yaşta daha sık görülüyor06 Kasım 2024 Çarşamba 17:31
  • Hipospadias mutlaka tedavi edilmeli06 Kasım 2024 Çarşamba 17:21
  • Kasıktan dize inen ağrıya dikkat!06 Kasım 2024 Çarşamba 17:14
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0544.201 80 43