Başbakan Binali Yıldırım, 2019 yılına kadar tekli eğitime geçileceğini söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım, Ankara Cebeci Ortaokulu'ndaki 2016-2017 eğitim-öğretim yılı dönem sonu karne dağıtım törenine katıldı.
Başbakan Yıldırım, "Sizlere daha iyi şartlar hazırlamak için çalışacağız. 2019 yılına kadar tekli eğitime geçeceğiz. Türkiye'nin her yerinde artık sabahçı-öğlenci olamayacak. Öğrenci sabah gelecek, akşam çok karanlığa kalmadan gidecek. Daha rahat. Analar, babalar da çocuklarını merak etmeyecek. 2019'a kadar 71 bin derslik yapmamız gerekiyor, sadece Ankara 7 binden fazla derslik yapıyor. En fazla 10 şehirde problemimiz var, diğerlerinde sorun yok, diğerleri hazır." dedi.
Başbakan "Karne alıyorsunuz, karne almakla beraber tatili de hak ettiniz. Şimdi yalnız bir şey görüyorum; biz karne alıncaya kadar karnemiz elimizde olmazdı, şimdi herkesin elinde karne var, heyecan azalıyor. Her ne kadar ne alacağımızı tahmin etsek de yine de karne alırken heyecan doruğa çıkıyor. O karneyi öğretmenlerimizin elinden aldıktan sonra ya çok fazla seviniyorduk ya da az seviniyorduk. Onun için siz artık önümüzdeki günlerde dinlenmeyi, gezmeyi tozmayı fazlasıyla hak ediyorsunuz. Çünkü bir öğretim yılı boyunca çalıştınız, ödevlerinizi yaptınız, okulunuza düzenli geldiniz, şimdi artık tatil zamanı. Hem öğretmenlerimiz hem de öğrencilerimiz için çok yoğun bir dönem geçti artık bugün ara veriyoruz. Buradan Türkiye'nin dört bir yanında, Hakkari'den Kırklareli'nden Sinop'tan Hatay'a yurdun her köşesinde eğitim-öğretim yapan bütün öğretmenlerimize, öğrencilerimize selam gönderiyoruz. Altındağ Cebeci Ortaokulu'ndan 18 milyon öğrencimize, 1 milyon öğretmenimize selam gönderiyoruz" diye konuştu.
"ÖNÜNÜZDE HİÇBİR ENGEL DURAMAZ"
Başbakan Yıldırım, "Karnem daha iyi olabilirdi diyenler olabilir. Şimdi diyeceksiniz ki 'Sağlık olsun, bir daha ki sene daha iyi olur.' Olmuş işe üzülmenin bir faydası yok, inşallah seneye daha iyi olur. En son iş takdir almaksa takdir almadan sonra bir şey yoksa o zaman takdir alanların da bir şey demesine bir şey yok. Bu yıl yapamadıklarınızı, eksik kalanları seneye tamamlarsınız, kazanmak, başarmak istersek inanın önünüzde hiçbir engel duramaz. Arkadaşlarınız kendi becerileriyle kıt imkanlarıyla bilgisayar programı yazmışlar, kimisi elektrik üretiyor, kimisi robotlarla yük taşıyor,imisi gece uyanan bebeğin uyandığını annesine haber veriyor. Çok güzel işler yapmışlar. Bunları görünce Türkiye'nin geleceğine, aydınlık yarınlarına olan güvenimiz çok daha artıyor. Çünkü sizler varsınız. Herhangi bir sebeple istediği sonucu karnesinde göremeyen yavrularımız, öğrencilerimiz, hiç şüphe etmiyorum; yeni eğitim, öğretim yılında bu durumlarını düzeltecekler, daha güzel notlar alacaklar. Size her zaman inanıyoruz, güveniyoruz. Sizler Türkiye'nin gerçekten umudusunuz, geleceğisiniz. Hepinizle gurur duyuyorum. Sizler de yıl boyunca büyük emek, gayret gösteriyorsunuz, onların en iyi şekilde yetişmeleri için elinizden geleni yapıyorsunuz. Zamanı geldiğinde ülkemizi bugün karne heyecanı yaşayan evlatlarımıza teslim edeceğimizi çok iyi biliyoruz. Şu anda sizlerin ellerinde şekillenen sadece bu yavrularımız değil, aynı zamanda Türkiye'nin geleceğidir. Her bir öğretmen arkadaşımızın bu şuurla hareket ettiğini, buna göre çalıştığını biliyorum." dedi.
"BEN OKURKEN ELEKTRİK DE YOKTU"
Başbakan Yıldırım, "O zaman internet, bilgisayar yoktu, ben ilkokulda okurken elektrik de yoktu. Fiske derdik veya idare lambasıyla yer sofrasının üzerinde, o azıcık ışık, beri tarafı karanlık, okuyup ödev gayret ederdim. Kitap da yok, ders malzemesi hiç yok. Babam rahmetli Erzincan'a gitmişti, oradan lisede okuyanların kitaplarından bir tanesini almış gelmiş, bana soru soruyordu. Havuz problemi, şu kadar musluktan bu kadar su akıyor, şu kadar delikten de şu kadar su çıkıyor, iki saat sonra havuzda ne kadar su kalır? İlkokul üçüncü sınıf öğrencisiyim. Soru bana bakıyor, ben soruya bakıyorum. Daha yeni yeni okumasını öğreniyorum. Yapamadım diye babam da kızdı, attı beni sokağa. 'Karın, kışın ortasında bu kadar emek veriyorum, yazıklar olsun hala bunu yapamadın.' diye. Zavallı anam tabii ana yüreği, dışarıda kar yapıyor, babam yatınca hemen geldi, aldı beni içeri. Şimdi niçin bunu anlattım, hepimizin, her ananın, her babanın en önemli hedefi, çocuklarının kendilerinden daha iyi yetişmesi, kendilerinin elde edemediği fırsatları yemezler içmezler, yavruları için harcarlar, hasrederler. Çünkü onları geleceğe hazırlamak, onlar için parlak bir gelecek hazırlamak en önemli hedefleridir." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.