TBMM'deki grup toplantısında partililerine seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İdlib'den gelen şehit haberinin ardından Rusya ve Suriye rejimine sert tepki gösterdi.
"Katil Esad defolup gidesiye kadar yüreğimiz soğumayacaktır" diyen Bahçeli, "Esad tahtından indirilmeden ne Suriye'de ne Türkiye’de huzur gelecektir. Türk milleti başka seçenek görülmezse Şam’a girmeyi planlamalı, zalimleri yerle yeksan etmelidir. Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad" ifadelerini kullandı.
'FETÖ'nün siyasi ayağı' tartışmasına da değinen Bahçeli, CHP lideri Kılıçdaroğlu ve 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a da ağır sözlerle yüklendi.
Sözcü'nün haberine göre; Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuşmasına Elazığ depremi, Van’da ki çığ felaketi ve Sabiha Gökçen’deki uçak kazasını hatırlatarak başladı. Yaşana felaketlerde yaşamını yitirenlere baş sağlığı dileyen Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
Türk milleti tarih boyunca felaketlere teslim olmamıştır. Çünkü felaketlere direne direne bu günlere gelmiş, kutlu varlığını muhafaza etmiştir. Gerek deprem felaketinde gerek çığ düşmesinde gerekçe uçak kazasında hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Allah her türlü afet ve husumetten milletimizi korusun diye dua ediyorum. Özellikle 1999 Gölcük merkezli deprem ile Elazığ depremi karşılaştırıp siyasi fırsatçılık yapan küçük ve güdük bir azınlık bizim gözümüzden kaçmamıştır.
ÇÖKEN MİLLET DEĞİL, ÇÜRÜK BİNALARDIR
Bunlar önce nişan alıp sonra ateş eden güdükzadelerdir. Bilinmelidir ki Türk devleti ne 1999'da çöktü ne de 2020'de zaafa uğradı. Çöken millet değil çürük binalardır, utanmaz müteahhitlerdir. Devlet aynıdır, ruh aynıdır, fıtrat aynıdır. Dün ile bugün arasında ayrımcılık yapanlar da kalleştir.
17 Ağustos depreminde devletin en az üç gün kafayı kaldıramadığı iddia eden köşe yazarı bu iddianı ispatlamazsan alçaksın. MHP'nin olduğu yerde Türk milletinin devleti çökmez. Varsayalım çöktü el ele veririz söğüt olur tekrardan ocağımızı tüttürürüz. Ya da felaketler karşısında şehadet anıtı gibi yükselerek bu aziz vatanı bir kez daha yükseltiriz. Biz varsak çöküş yoktur. Çürüme imkânsızdır. Türklük varsa, Türk devleti bakidir.
Depremler arasında siyasi kıyas yapmak birlik ve kardeşlik duygusuna hançer sallamaktır. Akılları varsa başlarına alsınlar. Türk devleti ve milleti dün gereğini yapmış, bugün de aynısını yapmıştır. Geçmişi kötülemek bugünleri kurtarmaz
Elazığ Kürt mü Türk mü? diye araştıranlar ile Malatya’da yıkılan köylerin Alevi olduğunu söyleyen alçaklar emellerine ulaşamayacaktır.
ŞAMA GİRİLMELİ
Zalimler kana doymamış evlatlarımıza katletmeye devam etmişlerdir. İnşaatı devam eden havaalanı inşaatında çalışan askerlerimize saldırmışlardır. Kanlı Suriye rejimi bir yandan masum vatandaşları bir yandan da Türk askerlerini hedef almıştır.
Katil Esad defolup gidesiye kadar yüreğimiz soğumayacaktır. Esad katildir, husumetin kaynağıdır. Hem Suriye hem Türkiye’yi eş zamanlı idare etmeye çalışan Rusya iyi niyetli değildir. Hükûmetin Rusya ile ilişkilerini gözden geçirmesi samimi dileğimizdir.
Şehitlerimizin vebali Suriye kadar perde gerisinde teşvik tahrik eden Rusya'nın omuzlarındadır. Bu gerçekleş yüzleşmek şarttır. Siyasi temaslar aldatma, masal, oyalanmadır. Esad tahtından indirilmeden ne Suriye’ye ne Türkiye'de huzur gelecektir. Türk milleti başka seçenek görülmezse Şam'a girmeyi planlamalı, zalimleri yerle yeksan etmelidir. Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad.
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI…
Kılıçdaroğlu bugün FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacakmış. Geçsin bir boy aynasının karşısına FETÖ’nün ayağını da görür boyunu da görür.
Bugüne kadar ‘FETÖ'nün siyasi ayağını gündeme getiren biz olduk, bazıları bizim düşüncelerimizi maksatla biçimde çarpıttı. 15 Temmuz başarılı olsaydı, cumhurbaşkanı, başbakan kimler olacaktı; mesela Kılıçdaroğlu böyle bir durumda görev alacak mıydı?
Bu önergeyi hazırlayıp meclis gündemine taşıyan milletvekilleri üzerinde kuşku yaratmak asıl hedef ve mücadeleyi kösteklemektir. İlker BAŞBUĞ 29 Ocak 2020'da yaptığı açıklamalarla malum iddialarda bulunmuştur.
İLKER BAŞBUĞ GÖREVİNİ LAYIKIYLA YAPMIŞ MIDIR
MHP 2009'da ne söylemişse bugün arkasındadır. Ancak FETÖ'nün siyasi ayağı basit şekilde ve önergeye imza atanların zan altında bırakılmasıyla geçiştirilemez. İlker Başbuğ yanlış bir yerde iz sürmektedir.
FETÖ’nün siyasi ayağı önergeye imza atanların üzerine yıkılacak kadar basit değildir. İlker Başbuğ yanlış yerde iz sürüyor. 2009’daki tartışmayı yeniden kaşımanın bugün ne faydası olacaktır? 26’ncı Genelkurmay Başkanı görevdeyken FETÖ’cülerle mücadeleyi layıkıyla yapmış mıdır?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.