Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, savunma olarak sürekli yeni haklar peşindeyken, avukatların haklarının kısıtlanma girişimlerine karşı mücadele verip tekrar geri almaktan yorulduklarını belirtti. Altun, Bursa'da çekmecesindeki fındıkları yedikleri için mahkumlar hakkında soruşturma açan, bir alışveriş merkezinde barkod alarmı yüzünden üstünü aramak istediği kişi hakim çıkınca tutuklu yargılanan güvenlik görevlisi gördüklerini ifade etti ve "Ama avukat bıçaklayanlar serbest kalıyor" dedi.
16 yeni avukata ruhsat verilmesi nedeniyle BAOB Yerleşkesi'ndeki Bursa Barosu Av. Özgür Aksoy Konferans Salonu'nda düzenlenen törende konuşan Başkan Gürkan Altun, "Şiddet ikliminde yaşıyoruz. Bunu yaratan biz avukatlar değiliz elbette. Şiddetin ortadan kalkmasına katalizör olmaya çalışan bir meslek örgütüyüz" diye konuştu.
"YAPMAZDINIZ SAYIN SAVCIM!"
En son Bursalı Avukat Ahmet Cem Fırat'ın bıçaklanması olayını hatırlatan ve adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edilen şüphelilerin, adli kontrol kararıyla salıverildiklerini hatırlattı. Olayı soruşturan savcının "benim başıma da gelseydi tutuklamaya sevk etmezdim" diye kararına sahip çıktığına değinerek "Yapmayın sayın savcım sevk ederdiniz" diyerek geçmişe dair örnekler veren Altun, "Biz 1997 yılında Bursa'da adliye taşınırken çekmecesindeki fındıkları yedi diye mahkumlar hakkında soruşturma başlatan, suç duyurusunda bulunan, denetimlerini yakan ve onlara ceza verdirmeye çalışan yargıçlar gördük. Biz Bursa'da bir alışveriş merkezinde barkod alarmı yüzünden üzerini aramak isteyen güvenlik görevlisini tutuklatan hakim gördük. Biz adliye lojmanlarında kapı önündeki ayakkabıları çaldığı iddiasıyla tutuklanan kapıcı eşleri gördük. Bunlar elbette ki kötü ve tutuklamayı gerektirmeyen örnekler... Biz elbette bu tip basit suçlamalara karşı tutuklama talep ediyor değiliz. Ancak savunma makamına karşı görevinden ötürü gerçekleştirilen şiddet eylemlerine karşı da caydırıcı bir önlemler alınmasını istiyoruz. Tutuklama tam da bu caydırıcı etkisi sebebiyle vardır ve bu tip durumlarda başvurulması gereken tedbirlerdendir" diye konuştu.
"MESLEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Gösterdikleri tepkinin, avukatların, hakimlere, savcılara veya adliye mekanizmasına karşı çıktığı gibi yorumlandığını da ifade eden Gürkan Altun, "Hayır, bir mesleğimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Her seferinde de adliyedeki hakim savcı arkadaşlarımızın büyük kısmını tenzih ediyoruz. Diyoruz ki 'ey hakim ve savcılar!' Ama hangi hakim ve savcılar? Avukatı kısıtlayan, yok sayan, avukata şiddeti görmezden gelen, savunmanın sesini kısmaya çalışan hakim ve savcılar, bundan öte bizim meslektaşımız değildir. Olmayacaktır. Biz Bursa Barosu'nda açık liste oluşturacağız. Kendilerini burada bulunduğumuz sürece mesleğe kabul etmeyeceğiz. Avukat olmayı düşünmesinler. Başka barolarda da düşünmesinler çünkü itiraz edeceğiz. Buna hakkımız var" dedi.
Altun, yerelde Bursa adliyelerinde yaşanmamasına rağmen başka yerlerde avukatların X Ray cihazından geçirme girişimleri olduğunu, bu yönde emir veren başsavcıların, "avukatlar içinde terör örgütleriyle, teröristlerle iltisakı olanlar bulunabileceğini, adliyede hakim öldürüldüğünü" söyleyerek bu emri verdiklerini hatırlatarak, baroların yanıtını aktardı.
"AVUKATLAR, HAKİM SAVCILARDAN DAHA TEMİZ!"
"Doğrudur, her meslek grubunda teröre bulaşanlar, suç işleyenler olabilir dedik. Kaldı ki adliyede intihar eden hakim, katibini silahı ile rehin alan savcı, savcıyı silahla yaralayan polise de şahit olduk. Bu somut olaylardan hareketle hiçbir avukat adliyeye giren hakim, savcıların veya kolluğun aranması gerekir demedi! Ancak avukatların üzerinin aranmayacağı kanunla düzenlenmiş amir bir hükümdür dedik. Aksi de emir veya talimatla değil yine kanunla olur ki, yüzlerce yıllık savunma mücadelesinde elde edilmiş haklarımızdan bir çırpıda vazgeçmeyeceğiz dedik. Kaldı ki biz avukatlar günlük hayatımızda toplumun her bireyi gibi aramaya, taramaya karşı çıkan, x raydan geçmeyen kişiler değiliz. Havaalanında, alışveriş merkezlerinde, hastaneler ve eğlence merkezi gibi yerlerde herkesle birlikte etmeksizin arama taramaya girmekteyiz. Ancak görev yaptığımız alanlarda, yani işyerlerimizde savunmasını üstlendiğimiz yurttaşların haklarını savunurken, silahların eşitliği kuralından hareketle kanunda kendine yer bulan 'avukatın üstü aranmaz' hükmüne sıkı sıkıya uyulmasını bekliyor ve kanunsuz emirleri veren, bu emirleri yerine getirmeye çalışan kolluğa itiraz ediyoruz. İlla ki bir istatistiki çalışmaya gireceksek, geçen yılın kasım ayında 12 bin hakim ve savcıdan 4.200'ü aşkını terör örgütü ile iltisaklı oldukları iddiası ile görevden alındı ve bir çoğu da tutuklandı. Görevden alınmalarına sebep olan KHK ve HSK kararlarına göre bunlar terörist ilan edildi. Bu kararlar doğru ise her 3 hakim ve savcıdan birinin terörist olarak ilan edildiği bir ortamda 104 bine varan mevcudu ile avukatlar arasındaki terörle iltisaklı olduğu iddia edilenlerin oranı yüzde 1 bile değildir. Adli mercilerin sayısal verilerine göre biz avukatların hakim ve savcılardan daha temiz olduğumuz ortadadır!"
Bursa Barosu Başkanı Altun, "Ülkemizin birçok noktasında kanuna aykırı bu tip uygulamalardan vazgeçildi. Zaman zaman bazı yerlerde yine başladı. Yine konuşuldu, yine kaldırıldı. Haklarımızın sürekli elimizden alınmaya çalışılmasından, sürekli yeniden geri almaktan yorulduk. Biz savunmanın etkin ve güçlü kılınması için yeni haklar peşindeyken kazanımlarımızın geri alınmaya çalışılması ile mehter takımı gibi bir ileri bir geri gidiyoruz! Ki bu da enerjimizi boşa harcamamıza, adalete ve hakka ulaşımın gecikmesine neden oluyor" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.