Aşı, mikrobik hastalıklara karşı vücudun bağışıklık sistemini uyararak hastalıkları önleyici amaçla kullanılan, zayıflatılmış veya mikropların hastalık yapıcı etkisi olmayan bazı parçalarının kullanılmasıyla üretilen tıbbi ürünlerdir. İlk olarak İngiliz hekim Edward Jenner tarafından 1876 yılında çiçek aşısının bulunması sonrasında başta Pasteur olmak üzere birçok bilim adamı aşı çalışmalarına ağırlık vermiş 20. Yüzyıl boyunca yüzlerce aşı keşfedilmiştir. 1885 yılında Pasteur tarafından ilk kuduz aşısının bulunmasından sonra 1887 yılında Osmanlı’da Kuduz tedavi müessesesi kurulmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra başta Tüberküloz olmak üzere Tetanoz, Difteri, Kolera gibi aşılar ülkemizde üretilmeye başlanmıştır.
“Aşılar tıp biliminin en önemli buluşudur”
Dr. Öğr. Üyesi Servet Öztürk, “Mikroorganizmalara vücudumuzun tepkisini bağışıklık sistemi dediğimiz koruyucu bir sistem gerçekleştirmektedir. Enfeksiyonlarda sonuç tam iyileşme, hasar bırakarak iyileşme (morbidite) ve ölüm olarak özetlenebilir. 1800’lü yıllarda ortalama insan ömrünün 40’lı yaşları bulmadığı yaygın bilinen bir gerçektir. Ve aşıların kullanımı, sağlıklı yaşam ve barınma koşulları günümüzde insanın yaşam süresini ve konforunu en fazla etkileyen faktörlerdir. Aşılamanın en önemli özelliği diğer tedavilerden farklı olarak hastalık meydana gelmeden, mikroorganizmaların henüz vücuda girmeden uygulanmasıdır” dedi.
“Aşı yaptırmak enfeksiyon hastalıklarından korunmanın en etkili ve ucuz yoludur”
Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, “Günümüzde aşılar sayesinde insan yaşam süresi uzamış, bazı bulaşıcı hastalıklara bağlı sakatlık ve ölüm oranları azalmıştır. Milyonlarca kişinin ölmesine neden olan çiçek hastalığı, tüm dünyada yapılan yaygın bir aşılama kampanyası sayesinde yeryüzünden silinmiş yani eradike edilmiştir. Aşılamada temel prensip, zayıflatılmış yani hastalık yapma kapasitesi çok azaltılmış bir mikrop ile veya mikroorganizmanın bir parçasının insana verilmesi sonucunda bu mevcut mikroorganizmada koruyucu antikorların oluşturulması, bu sayede hastalık semptomlarının meydana gelmemesi veya hastalığın hafif atlatılmasıdır. Yakın zamana kadar aşılanma genellikle çocuklar için uygulanmakta iken, insan yaşam süresinin artması, ileri yaşta enfeksiyon hastalıklarının daha ağır ve ölümcül seyretmesi, çocukluk çağında yapılan bazı aşılara bağlı oluşan antikor seviyelerinin yıllar içerisinde azalması ve küreselleşme etkisiyle seyahatlerin artması nedeniyle erişkin yaşta aşılama önem arz etmektedir” diye konuştu.
“Aşılanma, çocuklarda olduğu kadar erişkin yaş grubu insanlarda da önemlidir”
Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, “Günlük hekimlik pratiğimizde, çocukluk çağı aşılamalarında toplumumuzun büyük bir kısmının bilinçli olduğu, insanların çocuklarının aşılamalarında oldukça hassas olduğu söylenebilir. Ancak Erişkin aşılamada insanlarımızın yeterli bilinçte ve bilgi seviyesinde olduğunu söylemek oldukça güçtür. Aşılar genel anlamda toplum ve birey sağlığı için en maliyet etkin koruyucu tedavilerdir denilebilir. İnsanlarımız motorlu araçlarını hiçbir şikayetleri olmadığı halde araçlarının sağlığı ve düzgün çalışması için rutin bakımlara götürmektedir. İnsan bedeninin de çok kompleks bir organizma olduğunu hesaba katarsak sağlık taramalarının belli periyodlarda yapılması ve bu taramalarda Erişkin aşılama danışmanlığı alınmasında fayda vardır. Her hekime başvurduğunuzda yapılması gerekli aşılar konusunda bilgi talep ediniz.
Akdeniz diyeti ile beslenin, fiziksel aktiviteye önem verin, sigara ve alkolden uzak durun ve erişkin yaş aşılamaları için doktorunuza başvurmayı unutmayın..” diye vurguladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.