Romantik bir ilişkinin hem hayatınıza hem de sağlığınıza yoğun etkileri olabilir. Aşık olduğunuzda vücudunuzda hiç beklemediğiniz değişiklikler meydana gelebilir.
Peki aşk vücudumuza neler yapıyor?
Duygularımızı kontrolden çıkarıyor: "Delice aşık olmak" oldukça doğru bir ifade. Özellikle aşkın ilk evrelerinde. Uzmanlara göre romantik bir ilişkinin başlarında vücudumuzda kortizol -stres hormonu- seviyesi artış gösteriyor. Stres hormonunun artışı, ruh halimizi dengeleyen seratonini tüketiyor. Yüksek stres hormonu ve düşük seratonin duygularımız bir hız trenindeymiş gibi hissetmemize neden oluyor. Bu da endişe ve gerginliğe yol açıyor.
Çoşkuyu ateşliyor: Aşık olmak endişeli ve gergin hissetmenize neden olabilir. Ancak aynı zamanda vücutta bir coşku yaratıyor. Aşık olduğumuzda dopamin salgıladığımız için aşk, mutluluk verici bir deneyime dönüşüyor. Araştırmalara göre aşk dolu bir ilişki, madde bağımlılığına ve depresyona etkili bir panzehir olabilir. Öte yandan ten tene temas ettiğinde salgıladığımız oksitosin -aşk hormonu- huzur ve saadet hissi yaratıyor.
Körleştiriyor: "Aşkın gözü kördür" bilimin doğruluğunu kanıtladığı bir başka deyiş. Araştırmalara göre romantik bir ilişki içinde olduğumuzda beynimizin diğer insanlarla ilgili önemli değerlendirmeleri yapan bölümü kendini kapatıyor. Bu nedenle daha az negatif duyguya sahip oluyoruz. Korku ve sosyal yargılar da buna dahil. İnsanların olumsuz düşünceleri pek umurumuzda olmuyor. Başka bir araştırmaya göre dopaminin yan etkisi olarak aşık olduğumuz kişiye bakarken göz bebeklerimiz büyüyor.
Ses tonumuzu değiştiriyor: Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, birinden etkilendiğimizde farkında olmadan ses tonumuzu değiştiriyoruz. Bir çalışmada erkeklerin çekici buldukları kadınlarla daha alçak bir perdeden konuştuğu ortaya çıktı. Başka bir çalışmada ise kadınların aksine çekici buldukları erkeklerle daha yüksek bir perdeden konuştuğu görüldü.
Ağrıyı kesiyor: Aşk acı verebilir ancak bazen ağrı kesici etkiye sahip olabilir. 2010 yılında yapılan bir çalışmada, ilişkilerinin ilk 9 ayında olan çiftlerden acıya maruz bırakılırken 3 aşamayı geçmeleri istendi. İlk aşamada partnerlerinin fotoğrafı gösterildi. Bir sonrakinde aynı derecede çekici bir tanıdığının fotoğrafı gösterildi. Sonuncuda ise acıyı azaltmak için sözcük çağrışımı tekniği uygulandı. Çalışmanın sonunda partnerlerinin fotoğrafı ve sözcük çağrışım testinin ağrıyı azaltmada etkili olduğu görüldü.
Hastalıkları önlüyor: Aşkın hastalıkların ne büyüğü olduğunu düşünebilirsiniz ancak sağlıklı bir aşk ilişkisinin sizi hastalıklardan koruduğunu biliyor muydunuz? Carnegie Mellon Üniversitesi'nin yaptığı araştırmada sosyal anlamda destek ve sık sık sarılmak kişinin enfeksiyonlara yakalanma riskini azalttığı ortaya çıktı. Araştırmaya katılan kişilere ilişkileriyle ilgili sorular sorulduktan sonra yaygın soğuk algınlığı virüslerine maruz bırakıldılar. Destekleyici bir ilişkileri olan ve sık sık partnerlerine sarılan kişilerin virüse karşı daha dayanıklı olduğu görüldü.
Yaratıcılığı arttırıyor: Aşk ve şehvet, yaratıcılık söz konusu olduğunda birbirinden farklı şeyler olabilir. 2009'da yapılan bir çalışmada katılımcılar 2 gruba ayrıldı. İlk gruptan partnerleriyle uzun bir yürüyüş hayal etmeleri istenirken diğer gruptan çekici bir kişiyle sıradan bir seks hayal etmeleri istendi. Araştırmacılar daha sonra yaratıcılıklarını ölçmek için bazı testler verdi. Sonucunda ilk gruptakilerin kreatif sezgilerinin daha kuvvetli olduğu görüldü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.