• BIST 9644.82
  • Altın 3002.717
  • Dolar 34.5123
  • Euro 36.1711
  • Bursa 8 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 2 °C

Arkeolog Sürül: Bafra´nın turizm potansiyeline yeterince sahip çıkamıyoruz

Arkeolog Sürül: Bafra´nın turizm potansiyeline yeterince sahip çıkamıyoruz
SAMSUN - Bafra Müzesi arkeoloğu Kenan Sürül, İkiztepe ören yerindeki höyüklerde yapılan kaçak kazılarda altın aranmasına tepki göstererek, "Burayı isterseniz buldozerlerle dağıtın, atomlarına a

SAMSUN - Bafra Müzesi arkeoloğu Kenan Sürül, İkiztepe ören yerindeki höyüklerde yapılan kaçak kazılarda altın aranmasına tepki göstererek, "Burayı isterseniz buldozerlerle dağıtın, atomlarına ayırın, çekirdeklerine ayırın, burada bir gram altın yok. Boşuna kimse tabakalara zarar vermesin." dedi.

Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin organizasyonu, Bafra Kaymakamlığı, Bafra Turizm Derneği ve KÜSADER'in katkılarıyla Bafra İkiztepe ören yeri ve höyük alanı, Kolay Mahallesi, Kapukaya, Asarkale, altınkaya ve Derbent barajlarına gezi düzenlendi.
Geziye Bafra Turizm Derneği'nden Cemalettin Cankurt, Yağmur Özer ve dernek üyeleri ile KÜSADER Başkanı Gülseren Akdaş, Başkan yardımcısı Oktay Zerrin, dernek üyeleri ile İstanbul'dan şair Ömer Kuloğlu katıldı.

Gezide, İkiztepe ören yerindeki höyüklerde ve bölgede altın aramak amacıyla yapılan kaçak kazıların verdiği tahribat yerinde görüldü. Bafra Müzesi arkeoloğu Kenan Sürül, önce İkiztepe höyükleri hakkında bilgiler verdi: "Milattan Önce 6 bin yıllarından itibaren yaşamın sürdürüldüğü 'Klan Devletçikler' dediğimiz köyvari yerleşimlerin oluştuğu höyüklerde bulunuyoruz. Höyükler, bir tercüme olarak kültür katmanı demektir. Bunu hem görsel hem de sunum olarak anlatmaya çalışayım sizlere. Çeşitli tabakalar görüyorsunuz burada. Kulenin içersinde her tabaka ortalama 150-200 yıllık bir kültürün birikimidir. Şurada, alt seviye bu höyüğün taban seviyesidir. Eskiden itfaiye, doktor olmadığı için, sağlıklı ve korunmayla ilgili planlı bir teşkilatlanma olmadığı için böyle bir höyükte ortalama 10-15 aile yaşamaktaydı. O kadar küçük bir yerleşim yeri ama o dönemin metopol kenti. Buranın insanı hem avcılık, toplayıcılık hem dokumacılık hem de üretim yapıp bunları satıyordu. Kafamızda bir mizansen canlandıralım. Büyük bir yangın çıkıyor, ev zaten ahşaptan. Çünkü burada taş yok. Karadeniz Bölgesi'nin biliyorsunuz en büyük özelliği taş yok, ahşap malzeme kullanılıyor. Çıkan bir yangın esnasında, vatandaş yangını söndürmekle uğraşmıyor. Ne yapıyor; çoluk-çocuğunu kapıp yangın alanını terk ediyor. Terk ettikten sonra tekrar geri gelip yerleşim kurmayı hissediyor. Yine bir mizansen kuralım. Bu tabakanın üstüne yerleşim kurunca, Allah göstermesin büyük bir veba, verem herhangi bir salgın oluyor ve anında o alanı terk ediyorlar. Çünkü karantina uygulaması o dönemde de az çok biliniyor. Terk edilen alan, tekrar geri gelindiği zaman o hastalıklar tekrar insanlara bulaşmasın diye o alan da kapatılıyor ve ikinci bir tabaka daha oluşuyor. Bu şekilde yaklaşık 2 senede 13 tabaka meydana geliyor. İkiztepe höyüğünün kültür katmanları yaklaşık 13 tabaka olup her çizgi bir kültür tabakasını belirtiyor. Peki niçin bu kadar küçüldü bunlar? Zaman içersinde o kültür katmanı üzerine yapılan baskı neticesinde toprak sıkışa sıkışa bakın bu hale geldi. Bazı yerlerde yangın izleri var. Bu yangın izleri burada büyük yangınlar olduğunu gösteriyor. Bu şekilde arkadaşlar, İkiztepe insanı yaklaşık 2 bin yıl civarında yaşadı ve bu yaşantıları süresi içersinde Merzifon istikametinde aldıkları bakır ve arsili birleştirerek metalden silahlar yaptılar. Hemen yanımız deniz, denizden balık avcılığı yaptılar. Ormanlardan avcılık yaptılar. Sol yanımızdaki Kızılırmak ırmağının verimliliğinden faydalandılar. Bafra Ovası'nın verimliliğinden faydalandılar."

Verdiği bilgilerden sonra Bafralılar olarak bu turizm potansiyeline yeterince sahip çıkabildiklerini söylemenin mümkün olmadığını kaydeden arkeolog Kenan Sürül, "Yaklaşık 2 aydır üzerinde çalıştığımız bir konu var. Bu bölgede kaçak kazı olayı meydana gelmiş. Burada yaşayan insanlar, yerin altında bir metal olduğunu düşünüyorlar. Şurayı isterseniz buldozerlerle dağıtın, atomlarına ayırın, çekirdeklerine ayırın, burada bir gram altın yok. Burada çanak, çömlek kırıntıları var. Onları da biz arkeologlar kullanıyoruz. Yaptıkları, höyüğe zarar vermektir, başka bir şey değil. Ricamız, duyan duymayanlara anlatsın. Siz gördüklerinizi arkadaşlarınıza anlatın. Burada altın yok. Boşuna kimse uğraşıp da buradaki tabakalara zarar vermesin. Burada altın yok. Bakın karşıdaki çukurlar da bu kaçak kazılar sonucunda açığa çıktılar. Yapılan her bir tahribat, turizmimize zarar verir. Burada hiçbir şey yok. Burada altın metali bulamayız." şeklinde konuştu. CİHAN

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 102.Yılı29 Ağustos 2024 Perşembe 10:50
  • Sosyal medyada okul heyecanı26 Ağustos 2024 Pazartesi 10:42
  • Yaz aşkları neden kısa sürer?24 Ağustos 2024 Cumartesi 10:07
  • Korsan yayıncılık sorunu devam ediyor23 Ağustos 2024 Cuma 18:36
  • Evde yetişen şifalı bitkiler22 Ağustos 2024 Perşembe 09:05
  • İnternet kullananlar dikkat!15 Ağustos 2024 Perşembe 11:28
  • Milyonlar Yusuf Dikeç’i konuştu15 Ağustos 2024 Perşembe 10:52
  • Türkiye, yalnız seyahatte dünya 1'ncisi14 Ağustos 2024 Çarşamba 12:03
  • Savaş anksiyetesi ile nasıl başa çıkılır?12 Ağustos 2024 Pazartesi 11:34
  • Çevre tahribatı turizmi tehdit ediyor07 Ağustos 2024 Çarşamba 12:56
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0544.201 80 43