Hükümet tarafından Meclise sunulan "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi" Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı.
ÜLKENİN EN BÜYÜK İSRAF PROJESİ ANKAPARK YASALLAŞTIRILMAK İSTENİYOR
Tasarının 6'ıncı maddesi ile Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazilerinin, tasarıda koordinatları belirlenen arazisi, Atatürk Orman Çiftliği ve Ankara Büyükşehir Belediyesi arasında yapılacak bir protokolle Ankara Büyükşehir Belediyesine; hayvanat bahçesi, tema park, rekreasyon alanları ile buralara gelecek ziyaretçilerin günü birlik ihtiyaçlarını karşılayacak yapılar yapılmak üzere yirmi dokuz yıllığına ve bedelsiz olarak tahsis edilecektir.
Bu kanun değişikliği AOÇ'de Atatürk'ün şartlı bağışı ihlal edilerek hukuksuz bir şekilde inşa edilen Ankapark'a ilişkin olup, idarenin hukuka aykırı olarak fiili durum yaratıp sonrasında yasallaştırma çabasının bir örneğidir. Öte yandan yasa tasarısında bu alanın kiraya verilebileceğine ve işletmeye açılabileceğine dair ibareler de bulunmaktadır.
Uygulayıcılar bu kanun değişikliği ile Ankapark'ı yasallaştıracaklarını düşünmektedirler. Ancak bu değişiklik 5659 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu'na aykırıdır. Çünkü bu kanuna göre AOÇ arazileri üzerinde konut, ticaret ve sanayi amaçlı yapılaşma yapılaması yasaktır. Bu emredici, açık ve net kanun varken hükmü varken; ülkenin en büyük israf projesini devam ettirmek amacıyla AOÇ arazisinin bir bölümünü 29 yıllığına belediyeye tahsis eden kanun tasarısı meşru değildir. Bu kanunsuzluğa el kaldıran ve onay veren herkes hukuka, Atatürk'ün şartlı bağışına ve cumhuriyete ihanet olacaktır.
DEVLET ELEKTRİK ŞİRKETLERİNİN TAHSİLDARLIĞINI YAPMAMALIDIR
Tasarının 7'inci maddesi ile destekleme ödemesi almaya hak kazanan çiftçilerin vadesi geldiği halde ödenmeyen sulama suyu ve elektrik enerji borçları çiftçilerin destekleme ödemelerinden mahsup edilerek DSİ'ye veya işletme ve bakım sorumluluğu devredilen gerçek veya tüzel kişiye veya elektrik dağıtım şirketine ödenmesi hükmü getirilmektedir.
Çiftçi borçları ile destekleme ödemelerinin ilişkilendirilmesi, bu ödemelerin rehin edilmesi çiftçi düşmanlığından başka bir şey değildir. Devlet elektrik ve sulama şirketlerinin tahsildarlığına soyunmamalıdır.
TÜTÜN ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARI GÜNÜBİRLİK DÜZENLEMELERLE ÇÖZÜLEMEZ
Tasarının 13'üncü maddesi ile tek başına kıyılıp içilebilme vasfına sahip tütün çeşitlerinin üretildiği Tarım Bakanlığınca belirlenen merkezlerdeki tütün üreticilerinin bir araya gelerek kurduğu kooperatiflerce kurulacak sarmalık kıyılmış tütün mamulü üretim tesislerinde, tam ve yeni teknoloji ile tesisler kurmaları şartı kaldırılmaktadır.
Ülkemizde tütün sorununun çözümü için, üreticinin korkmadan tütün üretip yasal zeminde satışını yapabilir hale getirebilmesi amacıyla 4733 sayılı Yasanın yeniden ele alınması gerekmektedir. 28 Kasım 2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı kanunun 93'üncü maddesine göre önümüzdeki Temmuz ayından itibaren sözleşmesiz veya tütün ticareti yetki belgesiz tütün satışına hapis cezası getirilmiş olacak. Bu nedenle üreticinin elinde önemli miktarda tütün satılmamış halde beklemektedir.
Parça parça olarak günübirlik yapılan düzenlemeler ile tütün sorunu çözülemez. Tütün mamulü üretecek üretici kooperatiflerle ilgili herhangi bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Bu kooperatiflerin nerede kurulacağı hangi koşullarda ve sermaye ile tesis kurup tütünlerini nasıl satacakları belli değildir.
Öte yandan bu tesislere yurtdışından ikinci el makine getirilmesi yerine yerli üretim makine kullanımı özendirilmelidir. Bu sayede hem çiftçimiz hem de yerli makine üreticimiz kazançlı çıkacaktır.
ORMANLARIN HIZLA TAHRİP EDİLMESİNE YOL AÇACAK BİR DÜZENLEME GELİYOR
Tasarının 22'inci maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılan 2/B alanlarında bulunan tarım arazilerinin başvuru süreleri uzatılmakta ve satış bedeli hesaplama yöntemi belirlenmektedir.
Anayasaya aykırı olarak ormanların daraltılmasına yol açan 2/B vakası, ormanların yok edilmesi için yeni bir milat belirleme olayıyla farklı ve ormanların aleyhine gerçekleşecek bir boyut kazanacaktır. Bu durum ormanların daha hızlı bir şekilde daraltılmasının önünü açacağı gibi insanlarda önümüzdeki süreçte yeni milat beklentilerinin oluşmasına neden olacak ve ormanların hızla tahrip edilmesine yol açacaktır.
AKP iktidarı 6831 sayılı Orman Kanunu'nda son 15 yılda 19, son bir ay içerisinde 6831 üç kez değişiklik yapmıştır. AKP'nin her dara düştüğünde çıkış yolu olarak ormanları görmekte, Anayasa'nın 169-170-171'inci maddelerini yok saymakta, ormanlar üzerinde kamu yararı diye yaptığı her uygulama ormanlara ve ormanların geleceğine yönelik bir saldırıya dönüşmektedir.
Bu yeni torba tasa AKP iktidarı ve yandaşlarına yeni talan alanları açmaktadır ve derhal geri çekilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.