Akne sorunu yani sivilcelenme özellikle gençlerde ergenlik döneminde başlıyor. Çoğu zaman 20’li yaşların sonlarına doğru artık görülmese de, bazı durumlarda genetik sebeplerle 50’li yaşlara kadar kişiye rahatsızlık vermeye devam edebiliyor. Akneler çoğunlukla yüz, boyun gibi gözle görülür bölgelerde çıktığı için psikolojiyi olumsuz etkilemekle beraber yaşam kalitesini de düşürüyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Özer Arıcan, akne ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Bazı cilt bakım ürünleri de sivilceyi tetikleyebiliyor
Akne özellikle gençlerde 12-17 yaş aralığında görülen yaygın bir deri hastalığıdır. Ancak 25 yaşından sonra görülen geç başlangıçlı akne formuna da sık rastlanmaktadır. Oluşum sebeplerinde ailesel yatkınlık ön plandadır. Bunun yanında yüze uygulanan ürünlerin ve bazı ilaçların akneyi tetikleyebildiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle cilt bakım ürünleri mutlaka doktor önerisi ile kullanılmalıdır. İnsan derisinde en sık yüz, boyun, omuzlar, sırt ve göğüs bölgesinde bulunan kıl folikülü ve ilişkili olduğu sebase bezlerin dışarı açıldığı porların kapanması ve bazen iltihaplanması ile ortaya çıkmaktadır. Sivilcenin farklı lezyonları bulunmaktadır ve bunlara göre hastalık klinik olarak hafiften, çok şiddetliye kadar ayrı ayrı sınıflandırılır.
Psikolojik sorun haline gelebiliyor
Akne özellikle gençlerin psikolojisini olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Günümüzde dış görünüşün eskiye nazaran çok daha önem kazanmasından dolayı ufak bir akne yüzünden işine, okula gitmek istemeyen gençler olabilmekte ve bu durumu çok ciddi problem haline getirebilmektedirler. Sorunu tedavi etmek yerine kendi başlarına halletmeye kalkarak, takıntı haline getiren gençlerin okul ve mesleki başarıları da olumsuz etkilenmektedir. Yine aynı şekilde akne sorunu çözülmeyip süreç uzadığında gençler, farklı tedavi seçeneklerine yönelebilmekte, internetten veya arkadaş tavsiyesi ise sağlıklı olmayan ürünler kullanarak durumu daha da kötüleştirebilmekte, üstelik de ciddi maddi kayba uğramaktadırlar. Bu yüzden anne babalarına da aşırı baskı oluşturabilmektedirler. Bu problemleri yaşayan gençler için dermatolog yardımı önem taşımaktadır.
Akneyi sıkarak yok etmek mümkün değil
Belli bir süre tekrarlayan bir hastalık olması, hastanın psikolojisini olumsuz etkilemesi, kalıcı izler bırakabilmesi gibi nedenlerle aknenin erken tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedavi süreci hastalığın şiddetine bağlı olduğu gibi, hastanın tedaviye uyumuna da bağlıdır. Kadınlarda hormonal faktörler yaş ilerledikçe daha önemli bir rol oynamaktadır. Stres, aşırı karbonhidratlı ve yağlı beslenme gibi faktörler aknede artışa yol açabilir. Akne tedavi edilebilir bir hastalıktır. Aknenin durumuna ve seyrine göre tedaviye bir dermatoloji uzmanı tarafından yön verilmelidir. Tedavinin uzun soluklu olabileceği göz önüne alınarak, aceleci olunmamalı ve aknelerin sıkarak yok edilemeyeceği bilinmelidir.
Tedavide düzenli takip şart
Hiçbir hastalığın tek tip tedavisi olmadığı gibi aknenin de bir tek tedavisi yoktur. Hastalık değil hasta tedavi edileceğinden kişiye en uygun tedavi dermatoloji uzmanı tarafından belirlenmelidir. Tedavide lokal ilaçların yanında antibiyotikler ve A vitamini türevi olan izotretinoin de kullanılabilmektedir. Bu ilaçlar, özel takip gerektiren ilaçlardır ve sadece doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Tüm tedavilerde periyodik takip önemlidir. Hastaların duruma göre aylık veya hekim önerisine göre farklı aralıklarla düzenli takibi ile bu dönem rahat atlatılabilir. Akne izleri için de modern kozmetik dermatoloji uygulamalarından faydalanılabilir.
Akne sorunu için bu önerileri dikkate alın
Özellikle yağlı gıdalardan ve aşırı karbonhidratlı beslenmeden uzak durulmalıdır. Mayonez, tam yağlı süt ve süt ürünleri, çikolata, kuruyemiş, hazır katkı maddeli ambalajlı ürünler, yağlı et ürünleri gibi besinlerin sınırlı tüketilmesi faydalı olabilir.
Bu süreçte makyajdan uzak durulması önemlidir. Özellikle tüm yüze sürülen fondöten gibi ürünlerin kullanımı sınırlandırılmalı ve yağlı nemlendiricili ürünler tercih edilmemelidir. Hatta güneş koruyucularda yağlı ürünler tercih edilmemeli, uzman önerisiyle cilt tipine uygun güneş koruyucusuna karar verilmelidir.
Akneyi tetikleyen bir diğer faktör strestir. Özellikle hastaların stresten uzak durmaları önemlidir. Ancak akne sorununun kendisi de stresi artırdığından hastalar; hastalığın strese, stresin de hastalığa yol açtığı bir döngüye girmektedir. Bu döngünün uzman yardımı ile kırılması gerekmektedir.
İnternetten veya çevre tavsiyesi ile bilinçsiz şekilde cilt ürünleri kullanılmamalı, dermatoloji uzmanının önereceği kişiye özel ürünler tercih edilmelidir.
Akne sorununun tek bir tedavi yöntemi olmadığı unutulmamalıdır. Kişiye başlanılan tedaviye alınan yanıta göre kullanılan yöntem değiştirilerek, hasta için en doğru seçenekler ile sonuca ulaşılır. Sayılı bir kaç akne lezyonu için uzman desteği alınmasına gerek olmayabilir ancak çok yoğun ve yaşam kalitesini düşürecek duruma gelen akne sorunları için uzman yardımı almaktan çekinilmemeli ve geç kalınmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.