Ödüllü çocuk oyuncu Beren Gökyıldız, Türkiye'nin yanı sıra rol aldığı dizilerin gösterildiği ülkelerde de büyük bir hayran kitlesine sahip olduğu için sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarına yurt dışındaki hayranlarından övgü dolu yorumlar yapılıyor.
Beren Gökyıldız, ilk kez 3,5 yaşında bir reklam filminde oynadığını ve 4 yaşında "Kocamın Ailesi" adlı dizide rol aldığını belirterek, ardından "Güldüy Güldüy", "Anne" ve "Bizim Hikaye" dizisinde yer aldığını aktardı.
Oyunculuğun yanı sıra okulunun da devam ettiğini kaydeden Gökyıldız, Ankara'da doğduğunu belirterek, "3. sınıfı bitirdim. Dersler gayet iyi. Çok heyecanlıyım." ifadelerini kullandı.
Gökyıldız, okul dolayısıyla hafta içi çekimlerinin olmadığını kaydederek, "Eğer çok sıkışırsak pazartesi günleri çalışıyorum. Cuma günü okuldan sonra ayrıca cumartesi ve pazar çalışıyorum. Hafta içi kesinlikle olmaz. Özellikle de perşembeye kadar olan kısımda hiç olmaz. Çünkü derslerim var ve derslerimden de geri kalmamam gerekiyor." diye konuştu.
İki reklam filminin ardından oyunculuğa başladığına işaret eden küçük oyuncu, son olarak "Bizim Hikaye" dizisinde konuk oyuncu olduğunu dile getirdi.
"Yağmur sahneleri biraz zor oluyor"
Beren Gökyıldız, Bal Kaymak filminde kendisini en çok zorlayanın "ağlamamak" olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
"Mesela bir sahne var. Dedem ve ben, melekle konuşuyoruz. Yönetmenim bana, 'Beren ağlamamaya çalış.' dedi. Ama ister istemez gene de benim gözümden bir yaş geldi. Yani çocuk oyuncu olmak bence kolay ama benim için ağlamamak biraz zor. Çünkü çok içimden geliyor ağlamak. O çok duygulu bir sahneydi. O zaman işte ağlamamak biraz zor oluyor ve tutamıyorum kendimi."
Filmde "Bade" karakterini canlandırdığının altını çizen Gökyıldız, filmin konusuna ilişkin "Bade, anne ve babası ölmüş bir çocuk. Bir senedir teyzesiyle yaşıyor ve ilk defa Lazaropole adlı köye geliyor. Babaannesi ve dedesi ayrı. Köyün bir ucunda Adem dede var. Balı çok iyi. Bir ucunda da Havva anne var. Havva anne de dünyanın en iyi kaymağını yapıyor." dedi
Oyuncu Gökyıldız, yağmur yağma sahnelerinde de zaman zaman sıkıntı yaşandığına işaret ederek, "Yağmurlama sahnesinde 3 kamera var diye düşünelim. Biri toplu, biri genel, biri de yakın çekim alır. Tek kişinin olduğu sahneler çok kolay biter. Yağmurlamada birkaç kişi varsa, tekrar tekrar kurulanıp ıslanmak biraz zor oluyor. Sonra da hasta oluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Usta oyuncularla çalıştığım için çok mutluyum"
Setlerin çok keyifli ve güzel olduğunu, çekimler sırasında da eğlendiğini aktaran Gökyıldız, çocuk oyunculuğun zorluklarına ilişkin şöyle konuştu:
"Çocuk oyuncu olarak avantajları ve dezavantajları var bu işin. Hem okul hem set çok yorucu olabilir. Mesela sette çok uykun gelir ve çok yorulursun ama bir sahnen kalır. Onda da baygın çıkmamak için dik durman gerekir. Bu da senin için biraz zor olabilir. Onun dışında bir de kendi adıma şöyle bir şey söylemek istiyorum. Ben bugüne kadar çok usta oyuncularla çalıştığım için çok mutluyum. Onlardan da öğreniyorum. Mesela Ayşen Gruda ile çalışıyorum şu anda. Vahide Perçin, Yıldız Kültür, Ayşenil Şamlıoğlu, Cansu Dere, Tarık Ünlüoğlu ve birçok oyuncuyla çalıştım. Onları çok seviyorum ve bu işi de sevdiğimden dolayı yapıyorum."
"Beren kendini bildi bileli bu işi yapıyor"
Beren'in annesi Mine Gökyıldız da kızının reklam çekiminde kameralarla tanıştığını, ardından Kocamın Ailesi dizisinde rol aldığını dile getirerek, "Kocamın Ailesi 13 bölüm olup bitecek diye düşündük ama 57 bölüm sürdü. O süreç de Beren'in ana okuluna gitme dönemine denk geldiği için İstanbul'a yerleştik. Beren sette çok mutluydu. Çok yoruluyordu, uykusuz kaldı. Ciddi sıkıntılar da yaşadık. Çoğu zaman, Bu iş çocuğa göre değil.' diye de düşündüm ama neticeye baktığımızda çok mutluydu. Kendini izlemekten ve oynamaktan çok keyif alıyordu. Onu bundan mahrum bırakmak istemedim ve bir yeteneği olduğunun farkına varınca bu doğrultuda devam ettik." ifadelerini kullandı.
Oyunculuğun Beren için hayatın bir rutini olduğunu aktaran Mine Gökyıldız, şu bilgileri verdi:
"Bir çocuğa 'Parkta oyun oynamak nasıl bir duygu' diye sorulması ile Beren için 'Oyunculuk nasıl bir duygu' sorusu aynı. Dolayısıyla bunun cevabını anlatamıyor. Kendini bildi bileli yaptığı bir şey bu. Her zaman her tarafında kameralar ve bir yönetmen vardı. Hatta yönetmen ve öğretmen bazen birbirine karışıyordu. Öğretmenine de alışmakta zorlanmadı bu yüzden. Oyunculuk Beren'in hayatında çok ciddi bir yere sahip."
Mine Gökyıldız, setlerin Beren için hayatın bir parçası olduğunu vurgulayarak, bu nedenle de oyunculuk yapmanın ya da bir sahneyi çalışmanın kızı için ekstra bir durum olmadığını kaydetti.
"Şansımıza Bal Kaymak denk geldi"
Anne dizisinin çekimleri sırasında Beren'e çok sayıda sinema filmi teklifi geldiğinin altını çizdi.
Mine Gökyıldız, şöyle devam etti:
"Senaryoları okuduğumuz zaman 'Evet, benim kızım bu' diyebileceğim bir rol gelmemişti. Bal Kaymak filminde bizi mutlu eden şey, çocuğun mutlu olması. Gerçekten etrafına enerji veren ve senaryoyu okuduğum zaman, Beren'i gördüğüm, Beren ile özdeşleştirebileceğim bir karakterdi. Yönetmenimiz de 'Hepimizin çocuklarına bir eser bırakmak istiyorum. Benim derdim gişe filmi çekmek değil. Ağlayarak seyirci çekmesi de değil. Gerçek duyguları yaşasın ve yaşatsın. Çünkü Beren bunu ekrana çok güzel verebilen bir çocuk.' dedi. Bunu istiyorum demesiyle, film tamamdı bizim için. Çünkü hikaye o kadar masalsı ve gerçek duyguları yansıtıyor ki. Orada Beren'in ağlayabileceği çok fazla sahne vardı. Kendisini tutamadığı sahneler de vardı ama yönetmen her zaman 'Şimdi güleceğiz.' duygusunu vermeye çalıştı. Bu da benim için çok önemliydi. Kızımın gerçekten böyle değerli bir projede rol almasını istedim. Şansımıza Bal Kaymak denk geldi. Çok da mutlu olduk."
Çekimleri Makedonya ve İstanbul'da gerçekleştirilen Bal Kaymak, iyi kalpli küçük "Bade" karakterinin, bir dargın bir barışık olan dedesi ve ninesiyle geçirdiği yayla günlerine odaklanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.