ABD’de 25 Mayıs’ta polis şiddeti sonucu boğularak yaşamını yitiren George Floyd’un ölümüyle gündeme gelen ırkçılığın kökenlerinin çok eskiye dayandığını belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan Amerika’daki ırkçılığın sadece biyolojik değil ekonomik yönünün de olduğuna dikkat çekiyor. Biyolojik ırkçılığa herkes karşı ama ekonomik ırkçılığın sessizce onaylandığını belirten Tarhan, son olayda bu derecede ciddi tepkilerin yaşanmasının nedeninin ekonomik ırkçılık olduğunu kaydetti.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ABD’de George Floyd’un ölümüyle gündeme gelen ırkçılık ve ırkçılık psikolojisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
İnsanın bir temel kişilik gelişimi, bir de kimlik gelişimi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kimlik gelişimi, ırkçılık olarak tanımlanmaya çok müsaittir. Kimlik gelişimleri sosyal rollerdir. Bu sosyal rollerin sanki biyolojik rol olarak kabul edilmesidir ve bununla ilgili bir çeşit ayrımcılık yapılır. Irkçılık denildiğinde genellikle etnik ayrımcılık olan biyolojik ırkçılık olarak anlaşılıyor. Kişi hangi genetik havuza aitse kendi ırkını özel buluyor” dedi.
İnsanlık çok ağır bedeller ödedi
Irkçılık nedeniyle geçmişte çok acı olayların yaşandığını, insanlığın ağır bedeller ödediğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan,
“Irkçılığın ete kemiğe bürünmüş şekli Hitler’dir. Hitler ırkçı bir faşizm yapmıştır, kendi ırkını ari ırk olarak görmüştür. Daha sonra Türkler’e ve Japon’lara kültür taşıyıcıları demiştir. Fransızlara zencileşmekte olan ırk demiştir. Siyahi insanları da zaten gelişmemiş ırk olarak değerlendiriyordu hatta insan olarak kabul etmiyordu. Paris’te Eyfel Kulesi yakınlarına insanat bahçeleri kurulmuş. Hitler, Yahudilere de mantar ırk diyor. Bu ne anlama geliyor? İnsanın evinin bahçesinde mantar olduğu zaman söküp atar.Bunu ‘Kavgam’ kitabında Nazi doktrini olarak yazıyor ve o dönemde insanları buna ikna ediyor. O dönemde ırkçılığı ideoloji haline getiriyor. ‘Alman halkı üstündür, dünyaya hâkim olma hakları vardır’ iddiası ile ikinci dünya savaşını başlatıyor. Böylece de Batı medeniyeti ırkçılık meyvesini verdi. Bununla birinci ve ikinci dünya savaşlarını çıkardı. İkinci dünya savaşından sonra ırkçılık yanlışmış, insan haklarına aykırıymış diyerek 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ilan edildi. Ama iki tane büyük bedel ödeyerek” dedi.
Irkçılık anayasalarda yok ama sosyal olarak devam ediyor
Irkçılığın yok edilmiş gibi gözükmesine rağmen sosyal olarak devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ülkelerin anayasasında yok bu ama sosyal olarak devam ediyor. Bunun için de ırkçılık, medeniyet algısıdır. Irkçılık dediğimiz zaman sadece insan ırkıyla ilgili yani biyolojik ırkçılık anlamayalım. Bu ırkçılıktan şunu da anlayabiliriz: Mesela kültürel ayrımcılıklar vardır, ırkçılık zannedilir. Aslında kültürel ayrımcılık başka kültürü küçük kültür görmektir. Mesela Hitler bunu yapmıştır. Hatta Hitler doktrinini oluştururken Darvin’den faydalanmıştır” dedi.
Dini ayrımcılık da ırkçılıktır
Diğer bir ırkçılık türünün de dini ırkçılık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yani kişinin kendi dinini diğer dinlere göre üstün görmesi. Bu tarzda düşünceye sahip olanlar ‘Benim dışımdaki herkes cehenneme gidecek, ben cennete gideceğim. Benim ırkımdan benim dinimden olan kişiler cennete gidecek’ derler. Bunun denmesi tanrı tasavvuruyla ilgili, dini öğretiyle ilgili bir durum. Bu da bir çeşit dini ırkçılıktır, dini ayrımcılıktır. Bir insan inanç olarak bunu taşıyabilir, bunu yaşayabilir ama sosyal hayatta ‘Buraya Hristiyanlar giremez’ derseniz, ‘Müslümanlar giremez’ derseniz burada ırkçılık yapıyorsunuz demektir. Kimse ‘Bu okula müslümanlar giremez’ diyemez. Bu ayrımcılıktır” dedi.
Üç alandaki ayrımcılık, insan haklarına aykırıdır
Şu anda dünyada üç alandaki ayrımcılığın insan haklarına aykırı olarak görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Birincisi, ırk ayrımcılığıdır. İkincisi, kimlik ayrımcılığı. Mensubu olduğu kimlikle ilgili, üçüncüsü yaşla ve cinsiyetle ilgili ayrımcılıktır. Bunlarla ilgili insanlara ayrımcılık yaptığınız zaman burada insan haklarına aykırı davranmış oluyorsunuz” dedi.
Milliyetçilik ırkçılık değildir
Milliyetçiliğin ırkçılık olmadığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsanın bir milliyete mensup olması, bir aileye mensup olması gibidir, bir şehre mensup olması gibidir. İnsan onunla sevinebilir, övünebilir, mutlu olabilir. Bu aidiyetle ilgili bir şeydir ve güzel bir duygudur. Ama bu güzel duyguyu ‘Biz üstün milletiz diğer milletler ikincildir’ şeklinde değerlendirilirse, insanlar ötekileştirilirse burada bir çeşit narsisizm vardır. Irkçılığın her türlüsü psikolojideki narsisizm kavramına girer. Biri biyolojik narsisizmdir, diğeri milliyetçilik narsisizmidir, diğeri sosyal narsisizmlerdir. Narsisizmin çeşit çeşit türleri vardır. Narsisizmde kişinin kendini özel, önemli, ve üstün görmesi, diğer insanları küçük görmesi vardır. Bu sağlıklı bir durum değildir. Bu düşüncenin olduğu yerde sağlıklı bir toplum olmaz. Huzur olmaz, adalet olmaz. Irkçılığın arka psikolojisinde narsisizm vardır” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.